Senden önce Ey Nebi; Kalpler kararmıştı, Gönüller daralmıştı, Bakışlar körelmişti. Bedenler ruhsuz dünya huzursuz kalmıştı.
**
Senden önce Ey Nebi; Arştan Arza rahmet yağıyordu, Arzdan arşa, semaya, fezaya, isyanlar yükseliyordu.
Abd, Mabud’u bırakmış taşlara tapıyordu. Arzdan yayılan şirk, arşı titretiyordu.
**
Senden önce Ey Resul; Küçükçe, büyükçe krallıklar vardı. Büyükleri güce küçükleri taşlara tapıyorlardı.
Adaletin kefelerinde zulmün çeşitleri vardı, Mazlumun payına her daim zulüm düşerdi.
**
Senden önce Ey Efendim; Dünyayı küfür sarmış, zulüm hâkim olmuştu. Cehalet kol geziyordu.
Düzenin saç ayaklarını Fuhuş, kumar, faiz oluşturuyordu.
Edep, adap, İffet, namus, hayâ, hicap kaybolmuştu.
**
Senden önce Ey Efendim; Irkçılık tavan yapmış, nesepçilik şahlanmış, şakiler hükümdar olmuş, bağiler rajon keser olmuştu.
**
Senden önce Ey Efendim; yetimler kan ağlıyor, kız çocukları diri diri gömülüyor, köleler sömürülüyor, zayıflar eziliyordu.
**
Senden önce Ey Efendim; Kara, kapkara, katran gibi bir düzen vardı. Hep ağlatan, hep sızlatan, hep üzen karanlık bir düzen vardı.
**
Senden önce Ey Efendim; Kirletilen hayatlar, kararan hayaller, ifsat olmuş nesiller, işgal edilmiş zihinler vardı.
**
Senden önce Ey Efendim; İhtiyara hürmet, çocuklara şefkat, kadınlara merhamet yoktu.
**
Senden önce Ey Efendim; Yemişte lezzet, yaşamda sevinç, hayatta coşku, ruhta heyecan, bedende takat kalmamıştı
***
Senden önce Ey Efendim; dünya virane, mazlum biçare, çocuk avare, insan ki deli divane olmuştu.
**
Senden önce Ey Efendim; ufuklar kapalı, hayaller kısıtlı, bakışlar sınırlı, umutlar sönüktü.
**
Senden önce Ey Efendim; Asayiş, Gasıp Ebu Cehillere, Emniyet, Şaki Ebu Leheblere, Adalet, baği Utbeler, Şeybelere kalmıştı.
***
Senden önce Ey Efendim; Cennetin yollarında, dikenler, işkembeler, büyükçe kayalar, taşlar, zifiri karanlıklar vardı
***
Senden önce Ey Efendim; Cehennemin yollarında istikametini kaybetmiş, şuurunu yitirmiş, zevk ve sefaya düşmüş nice başlar vardı
Devam edecek…