FETÖ'nün bir kumpası daha çöktü

FETÖ'nün Müslümanların başına ördüğü kumpaslardan biri daha tahliye ile sonuçlandı.

FETÖ'nün bir kumpası daha çöktü

Advert

7 yıl boyunca kumpaslarla cezaevinde tutulan Vahdet Der dosyasının son mağdurları Mustafa Yetiş ve Ahmet Kalan da yeniden yargılama kararı sonrası tahliye oldu. 6 sanıklı Vahdet Der dosyasında iki kişi yurtdışına gitmek zorunda kalırken, iki kişi de geçtiğimiz aylarda cezalarını tamamlayarak tahliye olmuştu.

FETÖ ile mücadele son hız devam ederken FETÖ'nün kumpaslarla mağdur ettiği kişiler hakkındaki dosyalar raflarda toz tutmaya devam ediyor. Elazığ İhya Der dosyası her ne kadar beraatla sonuçlansa da bu dosyadan birçok kişi yıllarca cezaevi yattı. Birçok kişi de yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Yine bu dosya gibi başından sonuna FETÖ kumpaslarıyla oluşturulan Vahdet Der dosyası kumpası da çöküyor. 6 sanıklı Vahdet Der dosyasında iki kişi yurtdışına gitmek zorunda kalırken, iki kişi de geçtiğimiz aylarda cezalarını tamamlayarak tahliye oldu. Cezaevinde kalan son iki mağdur Mustafa Yetiş ve Ahmet Kalan da yeniden yargılama sonrası tahliye edildiler. Kumpas mağduru sanıkların avukatı Abdulgani Orhan verilen kararla ilgili şunları söyledi; “Yargıtay 16. Ceza Dairesi “Verilen cezalar, hukuken isabetli cezalar değildir” diyerek dosyayı bozdu, geri gönderdi. Yeni baştan duruşmaları yapılacak. Bu aşamada da tutuklu olanların tahliyesine, denetimli serbestlikte olan 2 kişinin imzalarının kaldırılmasına, aranmakta olan diğer 2 kişinin de yakalanmalarının kaldırılmasına karar verildi.”    

BU 7 YILIN HESABINI ALLAH'A BIRAKIYORUZ

Mağdurlardan Mustafa Yetiş, “Kamuoyunda bilindiği üzere 2010 yılında Adıyaman Vahdet-Der ve Kâhta Muztazaf-Der olmak üzere derneklerimize operasyonlar yapıldı. Operasyon sonucunda gözaltına alındık ve polis, savcı ve hâkim üçlemesiyle cezaevine atıldık. Bu süreç 7 yıl boyunca sürdü. 2012 yılında cezamız Yargıtay tarafından onaylandı. Başta da dediğim gibi polis, savcı, hâkim yerel mahkeme ve Yargıtay'ın zincirleme bir şekilde adeta birbirlerini takip eden kararlarıyla dosyamıza ceza verildi. Şimdi bu da gösteriyor ki bizim kendi savunmalarımızda bütün aşamalarda yaptığımız savunmalarda haksız ve hukuksuz yere yapılanlara gösterdiğimiz itirazlarımızı kaale almadılar. 7 yıl boyunca, şu ana kadar cezaevinde kaldık. 7 yıl sonra gelen bir adalet var ama geciken adalet, adalet değildir. Bu 7 yılın hesabını ancak Allah'a bırakıyoruz biz. Bugün sevinçli olabiliriz fakat geriye dönüp baktığımızda değişik cezaevlerinde kaldım.” şeklinde konuştu.

GÖMLEKLERİ ARKADAN YIRTILAN YUSUFİLER

FETÖ kumpaslarıyla çeyrek asır boyunca ömürlerini zindanda geçiren Yusufileri gördüğünü dile getiren Yetiş, “Tabiri caiz ise gömlekleri arkadan yırtılan Yusufiler vardı.  Onların hepsi Türkiye'nin cezaevlerinden çıkmadıkça bizim sevincimiz sevinç değildir. Polis bir insanı suçluysa alır tutuklar ve mahkeme de onaylarsa cezaevine gönderir. Burada polis herhangi bir vicdan azabı yaşamaz. Cezaevine beni teslim eden iki tane polis memuru vardı. Sorgulama sürecinde bize yapılanların haksızlık olduğunu, onların vicdanen rahatsız olduklarını anlayabiliyordum. O iki polis beni cezaevine teslim ederken dönüp benden helallik istediler. Şimdi eğer ben suçluysam niye benden helallik istiyorsunuz. Ben de onlara dedim ki bizi siz buraya getirdiniz dosyalarımızla ilgili kovuşturmayı siz yapıyordunuz. Biz hesabımızı ahirete bıraktık.” ifadelerini kullandı.

HÂKİM-SAVCI-POLİS FETÖ'DEN İÇERİDE

“Bizi yargılayan mahkeme, dosyalarımızı oluşturan polisler, bizi sorguya alan savcılar,  Yargıtay dokuzuncu dairesi heyeti 15 Temmuz darbe girişiminden sonra şu an hepsi FETÖ'dan içerdeler.” diye konuşan Yetiş, “Şunu özelikle belirtmek istiyorum. Yani 7 yıl önceki hukuk o zamankinde normalde işlenen bir hukuktu. Fakat 7 yıl sonra gelen Yargıtay 16. dairesinin bozduğu karar da bir hukuktur. Ben burada şunu görüyorum. Şartlar değiştiği zaman bu göreceli bir kavram oluyor maalesef. Şartlar değiştiği zaman da geriye dönük yapılan bazı hukuksuzluklar giderilmeye çalışılıyor. Bunu da görmek lazım, fakat özellikle bizi bu şekilde yargılayıp cezaevine atan, Türkiye genelinde sadece bize yönelik değil 2007'den sonra ve 2010'a kadar birçok dernek ve İslam'ı camialara ve derneklere operasyonlar yapıldı. O dönemde Ergenekon ve Balyoz operasyonları yoğun bir şekilde yapılıyordu. Bu Ergenekon ve balyoz operasyonlarını yapan ekip aynı şekilde bizi onların gölgesinde bırakarak bütün Türkiye genelindeki illerde kendi önlerinde engel gördükleri İslami camialara, derneklere ve vakıflara operasyonlar düzenlediler. O dönemde de sesimizin duyulmamasının en büyük nedeni buydu. Biz açıkçası o dönemin şartlarının kurbanı olduk. Ben daha önce değişik cezaevlerinde kaldım. Yıllarını cezaevlerinde geçiren müebbetlik Yusufiler gördüm. Onların haline bakarak insan kendi halini unutuyordu. Onlardaki tevekkül, sabır, metanet ve Onlardaki İslami davaya olan aşk bize âdete orada geçirdiğimiz sıkıntıların hepsini unutturuyordu.” dedi.

“ALLAH'IN RIZASINI GÖZETTİĞİMİZ İÇİN BURAYA ATILDIK”

Vahdet - Der dosyasının bir diğer mağduru Ahmet Kalan ise, “Yaptığımız yasal dernek faaliyetlerinden dolayı FETÖ'nün polis ve yargı kumpasının sonucunda haksızca yıllarca cezaevinde kaldık. Cezaevine girdikten sonra ciddi anlamda mağduriyet yaşadım. Normal şartlarda 6 tane insana iş imkânı sağlarken cezaevi öncesinde, tutuklandıktan sonra bütün imkânlarımız da gitti. Bizi savcılığa çıkarttıklarında savcılar kendi aralarında ellerinde bir dergi mobilya takımları beğeniyordular aralarında. Bizi hiç dinlemediler. Çünkü bizim için hüküm çoktan verilmişti, kalemimiz kırılmıştı. Böyle bir süreçte ceza alıp yıllarca cezaevinde kaldık. Öncelikle bizler Allah'ın rızasını gözettiğimiz için buraya atıldık. Bundan dolayı da hiç pişman değiliz. Bundan önce İslam davası için 4 saat çalıştıysak artık 14 saat çalışacağız inşallah. Yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Biz özellikle kendimizden ziyade 25 yıla yakındır zindanlarda bulunan kardeşlerimizin de bir an önce aramıza dönmesini istiyoruz. Biz bugün bedenen dışarıdayız ama ruhen hala oradayız. Bizden desteklerini esirgemeyen bütün kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.               

YARGITAY; “Verilen cezalar, hukuken isabetli cezalar değildir”

Mağdurların avukatı Abdulgani Orhan ise, “Malatya özel yetkili mahkemesinde (Adıyaman oraya bağlı olduğu için) yargılandılar. Alt sınırdan uzaklaştırılarak 6 kişiye çeşitli cezalar verildi. Mustafa Yetiş 10 yıl 6 ay ile en yüksek ceza alan kişiydi. Dosyalarını Yargıtay 9. Ceza Dairesi onaylamış ve kesinleşmişti. Sonraki süreçte biz buna olağanüstü kanun yolu denilen Yargıtay başsavcılığına itiraz yolu başvurusunu yaptık. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı talebimizi inceledi ve bizi haklı buldu. Bunun üzerine kapanmış dosyayı yeni baştan incelemeye aldılar. Ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne dosya gönderildi. Orada da incelemeye alındı. Ve Malatya'daki özel yetkili mahkemenin haksız yere ceza verdiğine yönelik bir karar verdi. “Verilen cezalar, hukuken isabetli cezalar değildir” diyerek dosyayı bozdu, geri gönderdi. Yeni baştan duruşmaları yapılacak. Bu aşamada da tutuklu olanların tahliyesine, denetimli serbestlikte olan 2 kişinin imzalarının kaldırılmasına, aranmakta olan diğer 2 kişinin de yakalanmalarının kaldırılmasına karar verildi. Şu anda dosya Malatya'ya gelecek. Ardından özel yetkili mahkeme kalktığı için Adıyaman Ağır Ceza'ya gönderilecek, duruşma günü verilecek, tutuksuz bir şekilde yeni baştan yargılanmaları yapılacak.” şeklinde konuştu.

FETÖ KUMPASI NET OLMASINA RAĞMEN EMSAL OLMASIN DİYE MAALESEF FARKLI YÖNDEN DOSYA BOZULDU

FETÖ'nün İhya-Der ve Vahdet-Der dosyalarında ciddi kumpasları olduğunu dile getiren Orhan son olarak şunları söyledi; “Ancak onların kurduğu kumpastan dolayı dosya bozulmadı. Eğer oradan bozulsaydı başka dosyalara da emsal olabilirdi. Oradan bozmadılar. Tüm hâkimleri ve savcıları ve emniyet personellerinin hepsi FETÖ'den tutuklu veya aranmakta olan kişiler olmasına rağmen oradan bozulmadı. “Hukuka aykırı bir karar verilmiş, bu yanlışlığı gördük, bunu düzeltiyoruz” diye bozuldu. Yani FETÖ kumpası net olmasına rağmen başkalarına emsal olmasın diye maalesef oradan bozulmadı. Onu da eleştirmek gerekir. Diğer FETÖ mağdurları için de fazlasıyla hukuki yönden başvuruda bulunduk. Ancak maalesef ne hükümet ne de yargı sistemi bu anlamda iradesini ortaya koyamadı. Mağduriyetleri ve haksızlıkları henüz gidermedi. Şu anda da gidermeye yönelik maalesef bir adım atılmış değil. Elzemdir, atılması gerekir. Gerek hukuki, gerekse bürokrasi anlamında gerekli başvuruları yaptık. Ama maalesef henüz bir sonuç alabilmiş değiliz.

Advert

Paylaş:
Advert