Yasin'in amcasından çok çarpıcı açıklamalar

Diyarbakır'da 7 Ekim 2014'te Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken PKK'lılar tarafından barbarca metotlarla şehid edilen Yasin Börü'nün amcası Mustafa Börü, katıldığı bir televizyon programında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yasin'in amcasından çok çarpıcı açıklamalar

Advert

Yasin'in amcasından çok çarpıcı açıklamalar

Diyarbakır'da 7 Ekim 2014'te Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken PKK'lılar tarafından barbarca metotlarla şehid edilen Yasin Börü'nün amcası Mustafa Börü, katıldığı bir televizyon programında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 7 Ekim'de fakir ve muhtaçlara Kurban eti dağıtırken yaklaşık 250 kişilik PKK/HDP'li grubun saldırısına uğrayan Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz’ün barbarca şehid edilmesiyle ilgili 19'u tutuklu 41 sanığın yargılanmasına 25 Ocak devam edilecek.

"Biz PKK ve FETÖ'nün zulmü altında ezile ezile büyüdük"

Yasin Börü'nün amcası Mustafa Börü'nün, geçtiğimiz Ekim ayında A Haber'de canlı yayınlanan "Arka Plan" programında Yasin Börü davasıyla ilgili çok çarpıcı açıklamalar yaptığı ortaya çıktı.

Bir soru üzerine bölgedeki dindar halkın PKK ve FETÖ'yü çok iyi tanıdıklarının altını çizen amca Mustafa Börü, "Biz bu konuda çok tecrübe sahibi olduk. PKK ile alakalı ve FETÖ ile alakalı –sizi tenzih ediyorum- fakat genelde kamuoyundan veya toplumdaki birçok insandan daha çok biz PKK ve FETÖ'yü çok iyi tanıyorduk.  Çünkü biz iğnesini de, bıçağını da, biberini de, tuzunu da her şeyini yemişiz. Yani biz bunların zulmü altında ezile ezile büyüdük. Fakat ne hikmetse bu yaşadıklarımızdan sonra bu kıvılcım birazcık da olsa yayılınca birileri yeni görmeye başladı ve bunun üzerinden gündem etmeye başladılar" dedi.

"6-8 Ekim olayları dünyayı sarsacak bir olaydır"

Türkiye'de medyanın Yasin Börü davasını gündem yapmasına tepki gösteren Mustafa Börü, "Yasin Börü ve arkadaşlarının olayı, 6-8 Ekim olayları dünyayı sarsacak bir olaydır. Çünkü insanlığın öldüğü gündü. İçgüdülerin vahşice olduğu ve bütün içgüdülerin dışarıya yansıtıldığı, fakat insanlığın tamamen köreldiği, öldüğü gündü. Bundan dolayı dünyayı sarsan bir olaydı diyorum. Biz bunu Türkiye'nin batısında veya medyada, -kendisine 'islami' deyip yaşayan veya gayri Müslim olanlar içinde diyorum- birçok şeyi yeni görmeye başladılar. İşin garip tarafı FETÖ'yü de şimdi tanıdılar, PKK'yi, HDP'Yi de yeni tanıdılar" siteminde bulundu.

"15 Temmuz şehitleri can ciğer kardeşlerimdir"

Bölgedeki dindar halkın olayları İslam kardeşliği üzerinden değerlendirdiğine vurgu yapan Börü, şöyle devam etti: "Bizim yeni tanıdığımız bir şeyler oluştu. Biz diyorduk ki; Dünyadaki bütün Müslümanlar her yerde aynıdır. Halen de öyle diyoruz, aynı görüşteyiz, hiçbir şekilde o düşüncemizden de vazgeçmemişiz. 15 Temmuz'da yaşanan o vahim olayda, şehid olan can ciğer kardeşlerim ile Yasin arasında zerreyi miskal kadar ayrım yapmadım. Yapamam, çünkü Allah bunu uygun görmez. Onlar benim öz be öz kardeşlerimdirler. Sizin benim yanımda kardeş olarak gördüğünüz ise (Fikri Börü'yü kast ediyor) aslında karındaşımdır. Öz kardeşim o gün şehid olanlardır.

"Herkes menfaatine dayalı bir şekilde hareket etti"

Ne hikmetse bugün medyada İslami bazı siyasi partiler veya İslami geçinen insanlarda şunu gördüm;  6-8 Ekim olaylarını tamamen göz ardı ettiler. Herkes menfaatine dayalı bir şekilde hareket etti. PKK nasıl öldürmekte menfaat elde ediyorsa, FETÖ nasıl darbe yaparak bazı şeyleri menfaat olarak elde etmeye çalışıyorsa, bir kesim de gündemi kendi menfaatine dayalı ayakta tutuyor. Bunu unutmasınlar ki, bizler sizin kardeşiniziz. Biz sizi öyle görüyoruz, eğer siz kardeşliğimizi kullanıyorsanız, buna emin olun ki, Allah bunu çok iyi biliyor. Yarın bunu Allah'ın huzurunda karşılıklı olarak hesaba çekileceğimiz günü unutmayalım. Bütün kardeşlerimin acısı benim acımdır. Ben 15 Temmuz gecesi sokaktaydım."

"15 Temmuz ve 6-7 Ekim katliamının senaristi Amerika'dır"

Doğrular söz konusu olduğun herkesin tahammül edemediğini belirten Mustafa Börü, şunları kaydetti: "Hakikat Allah'a aittir, bizler ise taşıyıcılarıyız. Bizler doğruları taşımakla mükellefiz. Yalanı taşımak ise şeytan ve dostlarına aittir. 15 Temmuz olayları, FETÖ olayı, 6-8 Ekim olaylarının hepsinin senaryosu bir senarist tarafından yazıldı, bu da ABD ve yandaşlarıdır. Dünya üzerinde Müslümanlara karşı tahammülleri yoktur. Bunların ülke içerisinde siyah beyaz ayrıt etmeksizin köpekleri vardı. Biri FETÖ olur, birisi PKK olur, birisi HDP olur. İsmi ayrı olabilir, ama hepsi bir babanın çocuklarıdır.

"Buradaki savaş iman savaşıdır"

Biz de diyoruz ki; Hz. Adem (as)'ın çocuklarıyız. Biz Allah'ın kuluyuz. Kardeşlerim; bakın burada FETÖ'nün köpekleri, PKK'nin veyahut HDP'nin köpekleri bizi ısırıyor, siz bizim kardeşimizsiniz yetişin, el birlik olalım. Buradaki savaş iman savaşıdır. Öldürülenler Müslüman'dırlar, Müslüman oldukları için öldüler. O gün camilere saldırıldı, Kur'anlar yakıldı. O gün barlar veya benzer yerler taşlanmadı.  Taşlanan yerler Kur'an kursları, medreseler, camiler ve buna benzer camileri ayakta tutmaya çalışan, camilerin gülleri olan insanlar taşlandı. Bundan dolayı diyorum, bu olayın asıl başı Amerika'dır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gördüğü rüyayı anlattı

Ben sayın Cumhurbaşkanı ile konuştuğum zaman, -buradan da söylüyorum- ona bir rüyamı anlatmıştım. Sayım Cumhurbaşkanım, 15 Temmuz'dan 2 ay önce size bir rüyamı anlatmıştım. Rüyamda Amerikalı diplomatların bizim bölgede bir hırsızlık yaptığını ve başlarında da Obama'nın olduğunu söylemiştim. Bu rüyamı eğer iyi hatırlarsanız; Sayın Cumhurbaşkanım, siz tek başınıza kalmışsınız. Sen teksin ve aynen o şekilde tek başına kaldı. Sana bir şey olursa, ben halka ne diyeceğim? Dediğim zaman, kendisi bana dönüp bana ısrarla, 'ben yetimlerin kavurmasını bekliyorum, bir kavurma gelecek ben yetimlere vereceğim' dedi. Ben de bundan dolayı çok memnun oldum.' Rüyada uyandıktan sonra dedim ki; vallahi seni ayakta tutan, yetimi, öksüzü, yaşlıyı ve hastayı gözetmendendir. Yoksa bir dakika dahi ayakta kalamazdın. Allah sana yardım ederse, tek başına da olsan muzaffer olursun. Ben kendisini uyardığım zaman şunu söyledi. Döndü kıbleye dedi ki; Allah'ım bana şahadeti nasip et, Allah'ım bana şahadeti nasip et, Allah'ım bana şahadeti nasip et. 3 sefer bunu tekrarlayıp, ben de kendisi de aynı rüyada aynı duayı tekrarladım.

"Her şeye Allah'ın izniyle hükmedeceksin"

Benim tabirimdir, o şahadet öldürülme değildir. Allah en iyi bilendir. Ben diyorum ki; sen 3 büyük olaya şahitlik yapacaksın. 3 tane büyük olayda da Allah'ın izniyle hakka sarılırsan ve haktan ayrılmazsan, samimi olursan vallahi tek başına değilsin Allah seninle beraberdir. Eğer mazlumları görmezsen, şuan gözettiğin gibi daha da fazla gözetmezsen, mazlum Müslümanların feryadına ses vermezsen, o şahadeti sen yaşayamazsın. Ama buna devam edersen, vallahi sen tek başına da olsan Allah sana yardım ettiği için ondan daha iyi kudret sahibi yoktur. Dünya senin ayağına/dizine gelecektir. Her şeye Allah'ın izniyle hükmedeceksin, çünkü senin gücün/enerjin Allah'tandır, bir başkasından değildir."

 

"Eğer gücünüz yetmiyorsa, korkuyorsanız söyleyin"

Özellikle bir noktanın üzerinde durmak istiğini söyleyen Börü, "Burada ağır konuşuyorum, emin olun sizi hükümeti rencide etme amaçlı değildir. Biz sizi kardeş olarak biliyoruz ve samimiyetle dile getiriyoruz. Eğer gücünüz yetmiyorsa, korkuyorsanız, samimi olarak gördüğünüz kardeşleriniz varsa şunu dile getirin deyin ki; Biz bu konuda biraz muzdaripiz. Vallahi ben ve benim gibi binlerce kardeşleriniz var. Hepimiz kanımızın son damlasına kadar hakkı ayakta tutma adına hazırız. Bundan asla şüpheniz olmasın, yeter ki dile getirin." dedi.

"Eğer 'biz karışmıyoruz' diyorsanız, bilelim"

 

Son olarak yetkililerden beklentilerini dile getiren Mustafa Börü, "Açık ve net diyorum: Bir bayana tekme atılıyor, 9 yıl ceza anında veriliyor. Benim çocuğum paramparça ediliyor, en vahşice katlediliyor, 2 sene sürdü halen bir şey değişmemiş. Suçlu ortada, herkes dile getiriyor. Medyada, Sayın Başbakan'da, Cumhurbaşkanı da dile getiriyor. Peki, o zaman bunları niçin (kale) almıyorlar, bize bir cevap versinler. Bizim şuanda hükümetten, devletten, validen, savcıdan şüpheye düştüğümüz nokta budur. . Eğer 'biz karışmıyoruz' diyorsanız, biz bilelim kendi derdimizi size değil direk Allah'a anlatalım. Allah'a, 'yeryüzünde adalet kalmamış, adaleti temsil eden güçler de kalmamış, bundan dolayı ya Rabbi zahiren hiç bir şey yapmıyorsam adil insanların olmadığından dolayıdır. Ben sana havale ediyorum.' Bunu diyelim biz de ortadan kalkalım. Eğer 'ben mazlumların hamisiyim' diye birileri kendini ortaya koyuyorsa, o zaman biz de derdimizi anlatmaya hazırız. Buyurun gelsinler derdimizi tamamen anlatalım" çağrısında bulundu.

Advert

Paylaş: