ABD, İslam coğrafyasında milyonlarca Müslümanın ölümüne neden oldu. Binlerce Müslümanı işkencelerden geçirdi. Sadece Irak'ta yapılan sistematik tecavüzlerde 100 binden fazla Müslüman kadının iffetine dokunuldu. Deniz aşırı işkence merkezlerinde, Müslümanları bir daha telafisi olmayan psikolojik hastalıklara mahkûm eden bir işgal gücüne, İslam'ın en kutsal beldelerine sahip Suudi Arabistan başta olmak üzere milyar dolarlar akıtılıyor. Müslümanların yer altı kaynakları İslam düşmanlarına, emperyalistlere peşkeş çekiliyor. Bu yetmiyor gibi birde İslam ülkeleri arasındaki saflaşma ve gerginlikler mevcut. Bir taraf ABD derken bir diğeri Rusya'yı kurtarıcı olarak görüyor. Bu gerginlik ve rekabet o kadar ileri gidiyor ki İslam ülkeleri savaşacak dereceye geliyor.
Son olarak Suudi Arabistan Savunma Bakanı Muhammed Bin Selman, İslam coğrafyasında yaşanan savaşın İran sınırları içine çekilmesi gerektiği açıklamasında bulundu. İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan da buna karşılık olarak, "Suudi Arabistan yönetiminin İran'a karşı aptalca askeri bir eylemde bulunması halinde, bu ülkede Mekke ve Medine dışında güvenli yer bırakmayacakları" tehdidinde bulundu. Öyle görünüyor ki bitirilmesi gereken bu savaştan, denizlerde boğularak ölen cesetleri kıyılara vuran Müslüman çocuklarından kimse ders çıkarmıyor.
İki dünya savaşını kendi içinde yaşamış Avrupa, 3. Dünya savaşını İslam coğrafyasına taşırken, İslam ülkeleri birbiriyle uğraşıyor. Tarih tekerrürdür tezini güçlendirecek bir örnek; İstanbul'un Müslümanlar tarafından fethedilmesi. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldığında; Hristiyanlar Katolik ve Ortodoks olarak ikiye bölünmüştü. Bizans başkentini kaybetme ile karşı karşıyayken meleklerin cinsiyetini tartışıyorlardı. Bugün ise Müslümanlar ikiye bölünmüş. Kudüs işgal altında.
Ümmetin bu duruma düşmemesi için Allah (c.c.) şöyle bir ölçü vermişti 1400 yıl önce; Müslümanlar arası ilişkilere yönelik, Fetih suresi 29. ayette geçen; “Muhammed Allah'ın elçisidir. Onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında(Müslümanlara karşı) merhametlidirler.” ayetinin verdiği ölçüye ne kadar da aykırı bir durumda Müslümanlar.
Irak, Afganistan, Suriye, Yemen, Libya'da her gün Müslüman kanı akıyor. İslam coğrafyasında binbir oyun oynanıyor. Fitneler ümmeti parçaladı. Ümmetin çocukları toprağa düşüyor. Ulemanın, rüesanın basiretsizliğine kurban veriliyor. Kimse ders almıyor. Herkes bildiğini okuyor. Bir taraf Amerika'nın müttefiki, bir diğeri Rusya'nın.
Savaşan kim? Müslüman
Ölen kim? Müslüman
Kaybeden kim? Müslüman
Kazanan kim? Batı
