Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ETCEP (Eğitimde
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) ile ilgili olarak yapılan açıklamada bu
projenin iptal edildiği duyurulmuştu. Bakanlık, resmî sitesinde konuyla ilgili
olarak şu açıklamayı yayınlamıştı: “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin
Geliştirilmesi Projesi” hakkında medyada yer alan haberlere ilişkin aşağıdaki
açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet
Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından 2014
– 2016 yılları arasında yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Söz konusu projenin pilot
uygulamaları da geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı itibariyle tamamlanmıştır.
Basından gelen talepler üzerine, Sayın Bakanımız yapılan pilot uygulamaların
çıktılarını değerlendirmiştir. Bakanlığımızın gündeminde bu alanda devam
etmekte olan bir proje yoktur. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.”
Bakanlığın 2016'da bitirildi dediği “ETCEP” projesinin devam ettiği okullara
gönderilen belge ile ortaya çıktı.
2016'DA BİTTİ DENİLMİŞTİ
ANCAK HALA DEVAM EDİYOR
21.12.2018 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından illere
gönderilen belgede şunlar kaydedildi; Okullarımızda Kadına Yönelik Şiddetle
Mücadele çalışmaları kapsamında İlçenizde bulunan
her kademedeki resmi ve öze tüm kurumlarınızda 2018-2019
eğitim-öğretim yılı boyunca okul rehberlik öğretmenlerince öğrenci velilerine toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemeler
ve toplumsal bilinci artırmaya yönelik bilgilendirme toplantıları düzenleyerek her ayın 25'ine kadar yapılan toplantıların veli
imza sirküleri, katılımcıların toplam sayısının rapor haline getirilerek,
Müdürlüğümüz Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Şubesine gönderilmesi
hususunda rica ederim.” Kamuoyu soruyor; ‘ETCEP bittiyse bu ne?'
“ÜÇ YIL BOYUNCA BİNLERCE
ÇOCUK ETCEP İLE ZEHİRLENDİ”
Topluma dayatılmak istenen sapkın projeyle ilgili en ciddi
tepkiyi verenlerin başında gelen Eğitimci Yazar Sema Maraşlı,
“2015 yılında ETCEP" Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirme
Projesi" okullarda uygulamaya geçti. Milli Eğitim Bakanlığı bütün
kitaplardan cinsiyet rolleri ile ilgili ne varsa temizledi. Tüm ülkede
öğretmenlere cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeye başlandı, öğrencileri
cinsiyet eşitliğine uygun yetiştirsinler diye. O dönem bu konunun tehlikesini
yazdım fakat yetkililer kulaklarını tıkadı. Cinsiyet eşitliği çalışmaları çok
göz önünde olmadığı MEB de dikkat çekmeden yürüttüğü için üstü
kapanmıştı. Konunun tekrar gündeme gelmesi ise yeni bir uygulamanın duyulması
ile oldu. Milli Eğitim Bakanlığı son üç yılda farklı şehirlerde 162 okul seçmiş
öğrencileri cinsiyetsizleştirmek için yoğun uygulamalar yapılmış. Sosyal
medyada bu konuyu dert edinmiş ben ve birkaç insaf sahibi uygulamanın
tehlikelerini yazdık, takipçilerimiz sağ olsunlar büyük tepki gösterdiler,
duyarlı gazeteciler haber yaptı derken olay büyüdü. Seçim öncesi hükumet böyle
bir olayın patlak vermesinden rahatsız oldu. Milli Eğitim ETCEP sayfasını hemen
kapattı. Ardından MEB bu projenin bittiğini açıkladı. Bu söz üzerine herkes
rahatladı ETCEP projesi bitti zannedildi. Oysa orada bir kurnazlık, bir söz
oyunu var. Biten ETCEP projesi değil, biten 162 okulun projesi. “Pilot
uygulamalar bitti. Devam eden bir pilot uygulama yok.” diyor. 162 okul
projesinin bittiğini zaten biliyoruz. Üç yıl boyunca binlerce çocuğu
zehirleyebildikleri kadar zehirlediler.” diyerek sapkın projenin hedefini
gözler önüne serdi.
“BU LANETLİ ÇALIŞMAYI KİM
NE HAKLA BU MEMLEKETİN EVLATLARINA REVA GÖRÜYOR?”
“Eğitimde; ahlak, irfan, maneviyat tamdı tek eksiğimiz cinsiyet eşitliği
miydi acaba! MEB bunu ön sıraya aldı.” Diyen Maraşlı, sözlerine şöyle devam
etti: “Rabbimiz Nisa suresi 32. âyet-i kerimede kadın ve erkeği birbirinden
faklı özelliklerde üstün yarattığını ve birbirlerine özenmemeleri
konusunda ihtar ediyor. Hadisi şeriflerde de kadınlaşmış erkeklere ve
erkekleşmiş kadınlara lanet ediliyor. Bu lanetli çalışmayı kim ne hakla bu
memleketin evlatlarına reva görüyor.”
“MEB ETCEP SAYFASINI
NEDEN KAPATTI?”
Dindar insanların oyuna talip olan hükümetin, başta İstanbul Sözleşmesi
ve ETCEP'ten vazgeçmesi gerektiğine dikkat çeken Maraşlı, “Bu proje sebebiyle
Bakan Ziya Selçuk'a yüklenildi. ETCEP projesinin sahibi Ziya
Selçuk değil, o bu makama projeyi en iyi uygulayacak kişilerden biri
olduğu için getirildi. Fakat başlatan o değil. MEB'in ETCEP le ilgili kapanan
sayfasında ETCEP tanımı şöyle yapılıyordu: ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet
Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP), temel olarak, kamuoyunda toplumsal
cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar.
Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal
cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler.' Aynı tarifteki gibi
eğitim sisteminin tüm bileşenlerine cinsiyet eşitliği bakış açısını
yerleştirdiler, bütün kitapları tarayıp cinsiyet eşitliğini kitaplara
yedirdiler. Öğretmenlere eğitimleri verdiler. Pilot okul uygulaması işin iyice
uç noktasıydı. Ondan da şimdilik vazgeçtiler ne de olsa önümüzde seçim var.
Açıklamada "devam etmekte olan bir proje yok diyor" bu proje
devam etmeyecek demiyor. İlerde projeyi tekrar yaptıklarında bu açıklamayı
gösterirler bize. Hükümet dindar insanlardan oy istiyorsa bir an önce
İstanbul Sözleşmesi ve ETCEP ten vazgeçmesi gerekiyor. Avrupa Birliğine girmek
için cinsiyetimizden, dinimizden, öz değerlerimizden vazgeçemeyiz ve vazgeçmek
isteyenlere de fırsat vermeyiz gücümüz yettiğince.” ifadelerini kullandı.
“DEĞERLERİMİZİN ALEYHİNE
BİR EĞİTİM SİSTEMİ VAR”
İlkokuldan itibaren çocuklara materyalist bir felsefe empoze
edilen bir eğitim sistemi olduğunu söyleyen Eğitimci Mehmet
Ali Doyar, “Birçok dönemde eğitime müdahale edilmiştir. Çünkü
her gelen kendine göre yanlışları düzelttiklerini söylüyor. Ama bazı şeyler
değişmedikçe eğitimde düzelme olacağını düşünmüyorum. Öncelikle biz Müslüman bir
memleketiz. Bu memleketin insanları kendi dinlerini öğrenmek sadece hakkı değil
ödevidir. Bir devlet insanların ihtiyaçlarını karşılamak için varsa bunların
başında eğitim gelir. Bu insanlar devlet okullarında kendi dinlerini bir tarafa
bırak dinlerinin aleyhine bir eğitim sistemi ile karşılaşıyorsa temel sorun
buradadır. İlkokul birinci sınıflarda gittiğimizde sınıf içinde panoda asılı
bir tarih şeridi görürüz. Burada ilk çağ insanlarından bahsederken insanların
konuşamadığı, ilkel bir yaşantıları olduğu yazar. Ama dinimiz ilk inansın Hz.
Âdem olduğunu ve bir peygamber olduğunu söyler. Aynı zamanda bütün ilimlerinde
Allah tarafından ona öğretildiğine inanıyoruz. İşte eğitim sistemi içerisi
değerlerimize yönelik böyle tezatlarla doludur.” ifadelerini kullandı.
“BU TOPLUMUN ALTINA
DİNAMİK KOYMAKTIR”
“Bizim dinimiz kadın ve erkek hukuk karşısında eşittir diyor. Bütün haklar konusunda eşittirler. Ama aynı değillerdir” diyen Doyar, “Ruhsal ve biyolojik olarak birçok farklılıkları da vardır. Dolayısıyla bunların arasında mahremiyetin olması gerekiyor. Daha ilkokul çağından beri dinimiz bu anlayışı veriyor. Zinaya giden yolların kapatılması gerekir düşüncesiyle topluma şekil veriyor. Ama bunlar tam zıddını söylüyor ve kadın-erkek eşitliği gibi süslü laflarla dinimizin bize sunduğunun tersine hareket ediyorlar. Bu toplumun altına dinamit koymak gibidir. Aile de bu şekilde parçalamaya yöneliktir. Önemli olan bu toplumun inancıyla mücadeleden vazgeçip bu toplumun değerleriyle barışık bir eğitim sistemine geçmektir” şeklinde konuştu.
M.ERKAN YAVUZ/DOĞRUHABER GAZETESİ