36,4190
34,3311
2.839,66
Okuma insanlığın en mühim konularından biri. Her insanın
gerek dünya hayatını gerekse ahiret hayatını en çok etkileyen olguların başında
gelir okuma. Zira Kuranın ilk emri “Oku” dur. Fakat Yaradan Rabbinin adıyla oku.
Evet, okuma gerek toplumsal olarak insanlığın gerek fert bazında her insanın
hayatının kilit noktasıdır. Okuma insan için kilit nokta olduğu gibi okumanın
da kilit noktası niyet ve bakış açısıdır.
Okuma yaparken niyetimiz ve bakış açımız hiç şüphesiz hayatımızın
ve ahiretimizin seyrini belirleyecektir. Evet, bahsettiğimiz okuma sadece kitap
okuma değildir. Okumanın sınırları geniştir: kitap, insan, toplum, dünya,
güneş, evren... Kısacası yaratılmış her şey okumaya değer birer kitaptır.
Evet, asıl konumuza gelelim okumada niyet ve bakış açısı
nedir ve okumanızı ve hayatımızı nasıl şekillendiriyor bu.
Meseleyi bariz bir örnekle açıklayalım. Kâinat kitabı
üzerinden açıklayalım. Kâinat kitabı uçsuz bucaksız bir kitap. Hepimizin
malumudur ki bu kitabın birçok okuyanı var. Bizim gibi basit yüzeysel okuyanlar
olduğu gibi akademik bir şekilde okuyanlar da var. Bunlardan biri Üstad
Bediüzzaman’dır mesela. Üstad ve onun çizgisindeki okurlar halis bir niyetle ve
kuranın istediği bakış açısıyla okuyorlar kâinatı. Diğer tarafta ise batılı
zihniyetteki bilim adamları. Bunlar ise art niyetli şüpheci bir bakış açıyla ve
materyalist bir bakış açısıyla okuyorlar bu kitabı.
Evet, kitap aynı. Fakat okumalar arasında derin uçurumlar
var. Bir taraf okumasının sonunda kâinat halıkını bulurken diğer taraf ise kâinat
halıkını inkâr ediyor. Ne büyük bir uçurum. Evet, lafı fazla uzatmanın manası
yok zannımca. Sadece bu örnek üzerinden bile okumada halis bir niyetin ve
istikameti bir bakış açısının ne kadar önemli olduğunu anladık herhalde.
Vesselam…