36,3931
34,3291
2.843,43
Eskiden,
doğuda kız çocukları ilkokuldan sonra okutulmazdı. İlkokulu bitiren kızlar,
genç kızlığa adım atar atmaz evde, ev işleri öğretilir, ellerine elişleri
verilirdi. En makbul genç kız, en hamarat genç kız olarak kabul edilirdi.
Allah'ın lütfu ve inayetiyle islami uyanış
başladığında işler değişti. İslami ortam ve kişilerden etkilenen genç
kızlarda bilinçlenme başladı. Artık alışkanlıklar da değişmeye başladı.
Ellerine elişleri yerine kitap kalem aldılar. O dönemler Kur'an dersi verdiğim
genç kızlar elişi yapamaz hale geldiklerinde annelerinden " Hocam kızım
elişi yapmıyor. Kızımı evlendirdiğim zaman çeyizini sen dizersin, ona göre..!
" diye tatlı şakalar yapar oldular. Hatta daha önce genç kızlar,
harçlıklarıyla elişi malzemeleri alıyorken artık kitap almaya başladılar,
çeyizlerine kitap ekler oldular.
İslam'ı benimseyince İslam'ın ilk emri
"oku" idi. Dolayısıyla çok okumak gerekiyordu. O dönemler İslami
açıdan kendini yetiştirmiş kişilerden tavsiye istediğimizde söyledikleri tek
şey : " Okuyun, okuyun ve yine okuyun.." olurdu. Ve bu da bizim
şevkimizi daha da arttırırdı, okumaya daha sıkı sarılırdık.
O kadar iştahla heyecanla okurduk ki elişi
yapmak yerine harıl harıl kitap okuduğum bir gün okuma-yazma bilmeyen annem
bana: "Kızım bu kitaplarda ne var ki bu kadar heyecanla okuyorsun?"
deyince gülümsemiştim. Kitap okumak karşı konulamayan bir aşk gibiydi; evde,
köyde, tarlada elimizde kitapla dolaşırdık.
Kitap okuyup bilgi sahibi olunca da öğrendiklerimizi
hemen fiiliyata dökerdik.Çevremizdekilere anlatırdık.
O dönemler okur-yazar sayısı az olduğu için
çevremizde sohbet yapabilecek kişi sayısı az olurdu. Özellikle köylerde ana
dilimiz Zazaca ile bir şeyler anlattığımız da etrafımızda toplanan bir çok kişi
halka oluştururdu heyecan ve aşkla.
Günümüze gelecek olursak, şimdi
genç kızlarımız artık okullu oldukları için kültür seviyesi yükseldi. Fakat
bu kez başka bir problemle karşı karşıyayız. Artık herkes her şeyi biliyor. Çevremizde
bir şeyler anlatabileceğimiz birilerini bulamaz olduk.Öte yandan önemli husus
ise bu kere her şey okunuyor ama pratiğe dökülmüyor olması. Bu durum eski
durumdan daha vahimdir aslında. Eskiden bilmediklerinden dolayı en azından
mesûl değillerdi. Allah korusun"Kitap yüklenmiş,merkep" durumu söz
konusu olabilir.Hz.Ömer'e sormuşlar" Kaç ayet ezbere biliyorsun?"
diye,cevap olarak, hayatında yaşadıkları ayetleri yalnız söylemiş.
Sözüm o ki şimdiler de sürekli
okumasına rağmen cahilane davranan bacılara "Allah aşkına artık okumayın!"diyesim
gelmişti.Evet,artık okumayın!Eskiden mesûl değildiniz,şimdi mesûlsünüz.Çünkü
bildikleriniz den sorguya çekileceksiniz.
Wesselam
Selam ve dua ile