- Ekleme: 26.01.2021 16:12 Güncelleme: 26.01.2021 16:12
DEPREM VE DEPREŞMEK
Her şiddetli deprem sonrasında olduğu gibi yine TV ekranlarında jeoloji uzmanlarını gördük. 1999 yılındaki o acı Gölcük ve Düzce depremlerinden beridir “Türkiye bir deprem ülkesi” diye diye bugünlere geldik.
Yeni yapıları daha güvenli ve sağlam yaparken çok önemli bir şeyi önemsemedik: Eski yapıları dönüştürmeyi!
İlimizde daha önce 2010 yılında da Karakoçan ilçemizde bir deprem olmuş, resmî rakamlara göre 51 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Deprem sonrası kerpiç yapılar suçlanmış ama sonrasında ne yapılmıştı?
TV’de konuşan deprem uzmanı bir profesör, “Depreme karşı dayanıksız yapılarla mücadele etmekten ziyade deprem olduktan sonra yaraları sarmaya çalışıyoruz, bu yanlıştır!” diyordu.
Yaklaşık 40 yıldır müteahhitlik yapıp şimdi zenginler listesinin başında olan biri, verdiği röportajda 2000 yılından önce yapılan tüm binalarda deniz kumu ve kalitesiz demir kullanıldığını söylemişti.
Elazığ’daki deprem felaketini yaşayan vatandaşlarımızdan biri de aynı soruna işaret edip müteahhit hırsızlığını hatırlatıyordu. Mahzuni Şerif, türküsünde “Bilmem neden hırsızlığı / Yapan değil bilen zalim!” derken acaba bunları mı kastediyordu?
Ülkemizin, özellikle deprem kuşağındaki eski yapılarını sağlamlaştırma konusunda bir an evvel harekete geçmek için bir başka deprem daha yaşanmasımı gerekiyor. Bununla birlikte
insanlar henüz enkaz altında kendilerine uzanacak bir el beklerken, bir anne sarıldığı bebeği donmasın diye nefesiyle ısıtmaya çalışırken, kimi aileler beton yığını altında kalmış canlarına ulaşmak için çırpınırken acıları fırsata çeviren, siyasetçisinden oyuncusuna, gazetecisinden kendine “muhalif” diyen ünlü ünsüz kişilerin sosyal medyada yaptıkları, yazdıkları insanları yaraladı. insanlar eksi 15 derece gecenin soğuğunda can pazarlığındayken bu acele niye? “İmdat” feryatları yükselirken ilk anda akla gelen bunlar mı olmalıydı?
Maalesef her tartışmada kötülük iyilikten çok konuşulur ama unutmayın, iyilik her zaman kötülüğe karşı galip gelir.
Elazığ'ımıza, Malatya’ya ve ülkemize geçmiş olsun. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, hala yarası sarılmamış olanlara acil şifalar diliyorum. Üzerinden bir yıl geçti dersler çıkardık mı, onuda siz okuyucularımın taktirine bırakıyorum.
Deprem sonrası yapılacaklar ile alakalı
Orta Hasarlılar Ortada Kaldı başlıklı köşemde belirtmiştim dileyen bu linkten
http://www.elazigbasin.com/kose-yazisi/123/orta-hasarlilar-ortada-kaldi.html
okuya bilir.
Kalın selametle