36,4190
34,3311
2.839,66
UZAK GÖRDÜĞÜMÜZ ÖLÜM YAKLAŞIYOR…
İmtihan dünyasından ölüme, ölümden ahiret yurduna hızla
gidiyoruz. Farkında olmadan büyüyor, çocuk iken çoluk çocuğa karışıyor,
torunlara bakan dedeler oluveriyoruz. Tüm bunları yaşarken ölümü hatırlamıyor, hatırlasak
bile yüzümüzü ekşitip kendimizden uzak görüyoruz. Ama dünya ve içindekilere
olan hevesimiz ise; 90 yaşında bile olsak, bir genç gibi taptaze ve dipdiri
gözlerimizi ondan alamıyoruz.
İşin doğrusu dünyaya meftunuz. Ama dünyanın bir pamuk
ipliğine bağlı olduğunu ve her an başımıza yıkılacağını bir türlü
kabullenemedik. Dünyayı kendi sonsuz malımız zannettik. Her türlü günahı
insanoğlu olarak kendimize helal bildik. Denenmemiş sapkınlıklardan tutun,
birbirimiz öldürmek için akla hayale gelmez icatlar keşfettik. Kendi dünya
cennetimizi yaratmak için, başka insanları uyutmak, kandırmak, günaha
bulandırmak, olmuyorsa katletmek yolumuz oldu. Hele tabiat dediğimiz Allah`ın
sanat eserlerini mahvettik. Geçmiş hiçbir kavmin yapmadığı tüm kötülükleri işledik.
Lut kavmi erkek erkeğe ilişkiye girdiği için, Hz. Şuayb`ın kavmi ticarette hile
yaptığı için, Hz. Hud`un kavmi güç ve kuvvetlerine güvendiği için, Hz. Nuh`un
kavmi küfürde inat ettiği için helak edildi. Ama bu ahirzamandaki manzaraya
bakarmısınız, Lut kavmi şimdi işlenen günahların yanında öğrenci bile sayılmaz.
Bu zamanda ticaretteki hileleri, faizciliği, tefeciliği, fırsatçılığı, fahiş
fiyatla malı satmayı ve ucuz yapmamayı, karaborsacılığı, stokçuluğu Hz.
Şuayb`ın kavmi aklından bile geçiremez. Küfür ehlinin kafirliğe olan inadı
almış başını gidiyor. Güç ve kuvvete dayanarak istediğini yapmada Firavunu bile
solladı insanlık. Yani kazan kaynadıkça kaynadı ve İlahi Gazab insanlığa hak
oldu.
Bu senin kendi ellerinle
işlediğinin karşılığıdır. Yoksa Allah, kullarına haksızlık etmez. (Hac
Suresi:10)
Yeryüzünü, gökyüzünü bizim öz malımızmış gibi kirlettik.
Başka varlıkların hakkını ise zayi ettik. Halbuki bunlar bize emanetti ama biz
emanete ihanet ettik. LAKİN BU MUSİBETTEN HİÇ KİMSE ÜSTÜNE BİR ŞEY ALMIYOR.
Sonuç gayet net bir şekilde ortadadır ki etki tepkiyi doğurur ve musibetler
üstümüze üstümüze gelmeye başladı.
De ki: “O (Allah)
size üstünüzden veya ayaklarınızın altından (çeşitli afetlerle) bir azap
göndermeye veya (karşı) gruplar halinde sizi birbirinize katıp kiminize
kiminizin hıncını tattırmaya gücü yetendir.” Bak, ayetleri iyice anlasınlar
diye nasıl türlü türlü açıklıyoruz.” (Enâm,65)
Korona virüsü
dünyayı sardığı bugünlerde, ölüm bize çatmadan, hayat son noktayı koymadan
Rabbe halis kul olma davası gütmeli, tez elden tevbe ipine sarılmalıyız. Bu tür
musibetler müminler için uyarı, azgınlar için azabtır.
Rabbim bizlere
merhametiyle muamele etsin eğer adaletiyle muamele ederse yeryüzünde bir tek
canlı kalmaz.
Eğer Allah, kazandıkları
dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayacak olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde
hiç bir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar
ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah kendi
kullarını görendir. (Fatır 45)
Allah`a Emanet Olun