Hayat, huzurdur. Hayat, afiyettir. Hayat ibadettir ancak Hayat için sağlık şarttır. Sağlıksız ortamlar nedeniyle meydana gelen salgın hastalıklar milyonlarca insanın canına mal olagelmiştir tarih boyunca. Bizler gerek bireysel olarak gerekse toplum olarak; beden, toplum ve ruh sağlığımızı korumalıyız.

Palu’da Birey ve Toplum sağlığı için öncelikle ilgili kurumlar üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarını yerine getirmelidir. İlçede bulunan devlet hastanesi, hem fiziki alan hem de donanım itibari ile halka gerekli hizmetleri vermekte yetersiz kalıyor. Hastanede bulunması gereken birçok bölüm ve bazı bölümlerin doktorlarının olmaması nedeniyle Palulu vatandaşlar her gün ya Elâzığ’a yâda komşu ilçe Kovancılara  gitmek durumunda kalıyorlar. İlçe halkının sağlık hizmetlerine kavuşması için Palu’da fiziki alanı geniş, son teknolojilerle donatılmış, yüksek kapasiteli bir hastane şart. Hastanenin Nereye kurulacağı ise hiçbir sorun teşkil etmez. Rant olmadığı taktirde…  Elbette yenilerinin yapılması yansıra var olanları da en iyi şekilde kullanmak halkın hizmetlerine koymak gerekiyor. Hele bir binamız var VEREMLE SAVAŞTAN ÇOK SAVAŞTAN VEREM OLMUŞ GİBİ duruyor. Bu binada ne yapılıyor? Hangi hizmetler veriliyor? Kamu kurumların bu binaya ihtiyacı yok mu? Eğer Yok ise, ihtiyaç sahibi ailelere konut olarak tahsis edilemez mi? Hasılı sorular gittikçe uzuyor…

Mülki amirler kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları, İlçe halkı el ele vererek sağlıklı bir toplum inşa etmelidir. Öncelikle caddelerimizi, mahallemizi kirlerden, pisliklerden arındırmamız gerekiyor. Çevre temizliğine azami derecede dikkat edilmelidir. Şehir içinde hayvancılık yapan vatandaşlara alternatifler sunularak ilçe merkezinde hayvancılık yaptırılmamalıdır. İlçe içerisinde sigara kullanımını azaltmak için kampanyalar düzenlenmelidir.

Palu ilçemiz maddi yönünden çok her dönemde manevi yönü ile ön plana çıkmıştır. Ancak gerek bir takım devlet politikaları gerekse de batılı yaşam tarzının kirli eller tarafından dayatılması ile ilçe halkının dini hassasiyetleri ciddi manada zedelendi. İmanlı nesilleriyle, ahlaklı gençleriyle, elleri öpülesi itidalli yaşlılarıyla, hayâ ve edebin simgesi çarşaflı bacıları ile tanınan Palu’muz artık farklı hiç de tasvip etmediğimiz hatta bizleri utandıran nesilleri, uyuşturucu müptelası gençleri ile anılmaya başlandı..

Hiç vakit kaybetmeksizin herkes imanlı salih bir nesil için daha fazla geç olmadan üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Uyuşturucu bağımlısı olmuş her fırsatta bizi bu illetten kurtarın diyen kandırılmış kardeşlerimize yardım elimizi uzatmalıyız. Başta ilgili kurumlar devletin bütün imkânlarını seferber ederek gençlerimizi bu ateş çukurunun içerisinden çekip almalıdır. Bilinmelidir ki evde evladını göremeyen, çocuğu sokaklarda yaşayan her anne huzursuzdur.  Bir evde anne huzursuz ise ile huzursuzdur demektir. Yetkili kurumlar uyuşturucu ile mücadelede gençlerimizi yeniden topluma kazandırma noktasında üzerine düşeni yapmalıdır. Ayrıca bu gençlerin bu duruma düşmelerinin sebepleri araştırılmalı ve aynı sorunların tekrar etmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır. bu zehri gençliğimize zerk edenler ile ciddi mücadele edilmelidir.Sorunların büyük bölümü aile huzurunun kalmamış olmaması ve maddi sıkıntılar olduğu bir gerçek. Bu vesile ile bu gençlerimize iş olanakları sağlanması gerektiği gibi aile saadeti için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

İlçede hizmet yapan Sivil toplum kuruluşları ise hizmet alanlarını sadece üye ve gönüllüleri ile sınırlandırmamalıdır. Sivil toplum kuruluşları birbirlerinin üye ve gönüllüleri üzerinden hesaplar yapacak yerde elbirliği ile yardım bekleyen uyuşturucu müptelası gençleri kanatlarının altına almalıdır.

Palu’nun En büyük yeraltı kaynağı,  yer üstü kaynağı, hazinesi, mücevheri, altını, incisi; insanıdır. Bizler madenleri, maddeleri işletmek için göstereceğimiz gayretin çok çok fazlasını insanlarımız için harcamalıyız ki Palu’ya insan dünyaya insanlık yetiştirebilelim…