36,4894
34,5182
2.962,12
Her konuda olduğu gibi, İslam uğrunda çalışmanında
bir bilinci olması kaçınılmazdır. Bilinç genel olarak, insanda duygunun,
algının ve bilginin merkezi olarak kabul edilir.
Bilinç, inandığı dava uğrunda çalışma, emek verme, gayret
içerisinde olma, fedakârlık, bedel ödeme hususlarında, davasının yükünü yüklenme
şuur ve anlayışında olmaktır.
Bu bilinç, Kur-an ayetlerinden beslenen bir bilinçtir.
İnsana verilen ömür sermayesini davada teşrif-i mesaiyle çalışmaya kanalize
eder.
Bu bilinç insana "Bizlere sadece bir defa
verilen, ama bir daha asla tekrarı olmayan ömür nimetini nasıl değerlendirmeli?
Bu gidişimiz nereyedir? Akıbetimiz ne olacak?" sorularını sorar ve
aldığı cevapla da çalışma bilincini oluşturur.
Bilinçli bir çalışma başlar ve bu çalışmanın gerekliliğine
inanır. İnanmak işin başında gelir. İnanmak insana sorumluluklarını,
mesuliyetlerini hatırlatır.
İçinde bulunduğumuz toplum gün be
gün ifsat edilmeye, İslâmî değerlerinden ve İslam ahlakından uzaklaştırılmaya
çalışılıyorsa; fert, aile ve toplum her türlü gayri İslami akım ve oluşumların
etkisi altına alınıyorsa, sorumluluk duygusuyla hareket edip davada çalışma
bilincini kazanmak gerekir.
Tabi bu çalışmanın alanları ve çalışmada olması gerekenlerde
önemlidir. Çünkü çalışmada başarılı olmak gönlün arzusudur. Gönül isterki
başarılı olunsun. Ama başarının anahtarı ihlas ve samimiyetle çalışmaktan
geçer.
İslam kahramanlarından olan Celaleddin Harzemşah ki, Cengiz
hanın ordusunu bir çok kez mağlup etmiştir, şöyle demiştir; "Ben Allah'ın
emriyle Allah yolunda hareket etmekle vazifeliyim. Cenabı Allah'ın işine
karışmam. Muzaffer etmek veya mağlup etmek onun işidir."
İşte onun bu teslimiyeti ve görevine odaklanması ona her
defasında başarı getirmiştir ve her savaşta muzaffer olmuştur.
Diğer taraftan, düşüncelerimizi ve aklımızı davaya hizmette
nasıl kullanmamız gerektiği konusunda Hasan El-Benna şunları söylüyor
“Duygularınızın hiddetini, akıllarınızın basiretiyle
gemleyin.
Aklınızın ışıklarını, duygularınızın aleviyle aydınlatın.
Hayali gerçeğin doğruluğuna ilzam edin.
Hakikatleri de yüce ve parlak hayallerin ışığında
keşfedin.
Tamamem bir tarafa meyletmeyin ki öbür taraf askıda
kalmasın.
Sünnetullah diye tabir edilen kevni kanunlarla çatışmayın
çünkü onlar galiptirler.
Fakat onlara galip olma yerine onları kullanın, oluş
yönlerini değiştirin ve bir kısmına karşı bir kısmından yardım isteyin.
Zafer saatini de devamlı gözetin, çünkü o sizden uzak
değildir.
Geçmiş ve şimdiki bütün tecrübeler ispat etmiştir ki,
hayır islami mücadele yolundadır.
Öyleyse gayretlerinizi boşa harcamayın.
Başarınızın sembolü olan gücünüzle kumar oynamayın ve
ÇALIŞIN."
Evet Şevk ve gayret ile,irade ve azim ile sebat ve ihlas ile
fedakarlık,isteyerek ve yoğunlaşarak çalışınız.
"Ve de ki : Çalışın, çünkü
amelinizi hem Allah görecek hem Resulü hem müminler ve hepiniz mutlaka
o,gaybı ve şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz. O vakit o
size haber verecek. Neler yapıyordunuz” (Tevbe: 105)