Beklenilen görüşme ve beklendiği gibi...

Sait Şahin

Günlerdir konuşulan Erdoğan ile Trump arasındaki görüşme gerçekleşti.

Görüşme çok konuşuldu ve gözler, görüşmeye ve görüşme sonrası yapılacak açıklamalara kilitlenmişti.

Kapalı kapılar arkasında ne konuşuldu bilmiyoruz ancak görüşme sonrası iki liderin yaptığı açıklamalarda farklı bir şey yoktu. İki ülke arasında soruna dönüşen temel meselelerle ilgili iki lider şu ana kadarki genel strateji ve tavırlarını ortaya koydular.

Sayın Erdoğan görüşme öncesi ne söyledi ise, orada onu tekrar etti. YPG'ye silah verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptı ve Fetullah Gülen ile ilgili adımların atılması gerektiğini dile getirdi.

Peki Trump ne yaptı?

Amerika'nın her zaman yaptığını yaptı?

Somut şeyler söylemekten kaçındı ve soyut ifadelerle vaziyeti idare etti, ziyareti geçiştirdi. YPG ve Gülen meselesine hiç girmedi. Sadece terörle mücadelede Türkiye'nin yanında oldukları tarzında klasik laflar etti.  

Aslında Türkiye'nin duymak istedikleri bu değildi.

Türkiye, ABD liderinden net şeyler duymak istiyordu. YPG bir terör örgütüdür, ABD olarak YPG'ye silah vermeyeceğiz ve Suriye'de YPG ile ortak operasyonlar yapmayacağız. Darbenin arkasında olan Gülen'i en kısa zamanda Türkiye'ye teslim edeceğiz.

ABD bunları söyler miydi veya söyler mi?

Keş bir ifade ile; ABD'den böyle bir beklenti içinde olmak hatadır.

Başından beri ABD'nin bunları söylemeyeceğini dile getirdik.

ABD'den bunları beklemek; ABD'den Ortadoğu ile ilgili planlarından ve 40-50 yıldır büyük yatırımlar yapıp hazırladığı uluslararası bir projesinden vazgeçmesini beklemektir. (Gülen projesi, Türkiye ile sınırlı bir proje değil, bütün İslam alemi ve sömürülen geri kalmış ülkeleri kapsayan uluslar arası bir projedir.)

ABD'den bunları beklemek, ABD'nin tövbe etmesini beklemektir, pılını pırtını toplayıp Ortadoğu başta olmak üzere İslam aleminden çekilmesini beklemektir.

Türkiye, elbette darbenin arkasında ABD'nin olduğunu ve YPG'nin bir ABD planı olduğunu bilse de ABD'den bunları isteyecek ve ABD'yi uluslar arası arenada sıkıştıracaktır. Bunları yapmalıdır da.  

Ancak Türkiye'nin temel yanılgısı ,ABD'nin şeytanlıklarına aldanması ve zaman zaman bölgesel politikalarda ABD ile ortak hareket ederek dolaylı olarak da olsa ABD'nin planlarına hizmet etmesidir.

Suriye politikası, bunun en bariz örneği ve ABD ittifaklı politikaların sonucudur. YPG de Türkiye'nin ABD endeksli Suriye politikalarının çocuğudur. 

Paylaş: