Ey değerleri ile insanlağa değer,
Ey tarihi ile geleceğe ışık,
Ey Şeyhleri ile İrfan mektebi,
Ey Alimleri ile aleme ilim,
Ey begleri ile töreye gergef,
Olan Palu…
Ne oldu sana… Kısır bir döngüde dönüp duruyorsun.
Zengin olan memleketi terk etti.
Gençlik işsizlik girdabında, maneviyatsızlık ateşinda yitip
gitti.
İçindeki Dalkavuk takımı ise;
Etkiliye, yetkiliye, güçlüye hemşehrisini gammazlar. Necis ağzını
vatan, millet, bayrak sözleri ile yıkar.
Hırsız, Hırsızlığını “hizmet yaptım” sözüyle milletin
gözünün içine baka baka kalaylar.
“Ben olmasam bunlar yapılmazdı” diye milleti minnet sopasıyla
kafasını sopalar.
Sen böyle değildin Palu, Esentepelerinde yükselen binalara
inat, gönüller küçülüyor. Dünya hedef olmuş, ahiret sanki yokmuş gibi bir hayat
sana dayatılıyor.
Şeyhlerin, Alimlerin, Sofilerin, Dervişlerin ve Akılmend
Civanmertlerinle Kalk diril ve gönülleri dirilt artık haykır;
Şeyh Ali Septi`nin Palu`ya ilk geldiği gün gibi haykır ve tedrisata
başla, Kur`an ile Hadis ile beyan et ve de ki:
“Kalpleri bilen, ne dolapları çevirirseniz çevirin tüm bunları
gören, yaptıklarınız ile sizi hesaba çeken Allah`tan korkun…”
Bağrında yetiştirdiğin Şehit Şeyh Said gibi daraağacına çıksan
dahi hakikatten ödün verme ve deki: “Darağaçlarında asılmaya perva etmem. Çünkü
ölümüm Allah ve din içindir.”
Sen Palu bu diyarlarda İslam`ın mührüsün… Birileri elbette
seni boğmak, aslından koparmak isteyecek. Bunu biz iyi biliyoruz ki yiğit
düştüğü yerden kalkacak…