TÖVBEMİZE DE TÖVBE GEREK!

Saadet SARITUNÇ

“ Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Zariyat-56 ilk ezberlediğimiz ayetlerden olmasına rağmen;

“Eşhedu en lailahe illallah Muhammedun rasulallah” dedik, Allah’a inancımız, Rasulüne itaatimizi ,sorgulamadık.

“Lailaheillallah” çektik, Allah’tan başkalarına “La” demedik.

Elhamdulillah Müslümanız diyoruz, maneviyatımız yok.

Namaz kılıyoruz, bizi kötülükler den alıkoymuyor.

Oruç tutuyoruz, nefsimizi arındırmıyor.

Hacca gidiyoruz, sadece şeytana taş atmakla kalıyor.

Zekat veriyoruz, bunun duyurusunu yapıyoruz.

Fitre veriyoruz, verdiğimiz kişinin ismini söylüyoruz,

Tesettüre girdik ama takva elbisesi giyinmedik.

Eşimizden şikayetçiyiz, Rabbimizin bize yakıştırdığı emaneti olduğunu unutuyoruz.

Çocuklarımızdan şikayetçiyiz, ”Ehlinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” Tahrim-6’da ki uyarıdan korkmuyoruz.

Akrabalardan ilişkiyi kesmişiz, sıla-i rahimin keyfi değil farz olduğunu düşünmüyoruz.

Komşumuzdan şikayetçiyiz,  peygamberimizin komşu hakkında ki; “….komşuyu komşuya varis yapacaktı.” Hadisini kaale almıyoruz.

İşimizden şikayetçiyiz, “Ben bunu yapacak adam mıydım?” Diyoruz.

Kariyerimizle hava atıyoruz, ecel geldiğinde sona ereceğini düşünmüyoruz.

Mallarımızla gurur duyuyoruz, tek bir afette yerle bir olabileceğinin hesabını yapmıyoruz.

İlmimizle övünüyoruz, “Allah ilmi dilediğine verir.” Gerçeğini gözardı ediyoruz.

Yaptığımız ibadetleri söylüyoruz, riya karıştığında hiçe çıkacağını bilmiyoruz.

Kardeşimizin gıybetini yapıyoruz, hayır-hasenatımızın onun defterine yazılacağının farkında değiliz.

Kendimizi beğeniyoruz, karşımızdakinin bizden daha hayırlı olabileceğini kestiremiyoruz.

Çevremizdekilere statülerine göre kıymet veriyoruz, küçük gördüklerimizin Allah katında ki değerini bilmiyoruz.

Gençliğin, sıhhatin ve zamanın kıymetini bilmiyoruz, vakti geçtiği zaman arkasından bakıyoruz.

Döne döne hatalar yapıyoruz, halbuki ; ”Mü’min aynı delikten iki defa sokulmaz.”

Oysa ki; ” Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız ,onu sayıp bitirmeye güç yetiştiremezsiniz. Gerçek şu ki,insan pek zalimdir, pek nankördür.” İbrahim süresi ,34’ cü ayetinde Rabbimiz, bize verdiği nimetlere karşı zalim ve nankör olduğumuzu buyuruyor.

Bütün bunlara rağmen Rabbimiz, son nefesimize kadar tevbe kapısının açık olduğunun müjdesini veriyor. Bütün bunlara tövbe etmemiz gerekiyor. Hatta TÖVBEMİZE DE TÖVBE GEREKİYOR.

WESSELAM

Paylaş: