ARTIK OKUMAYIN !

Saadet SARITUNÇ


Eskiden, doğuda kız çocukları ilkokuldan sonra okutulmazdı. İlkokulu bitiren kızlar, genç kızlığa adım atar atmaz evde, ev işleri öğretilir, ellerine elişleri verilirdi. En makbul genç kız, en hamarat genç kız olarak kabul edilirdi.

     

          Allah'ın lütfu ve inayetiyle islami uyanış başladığında işler değişti. İslami  ortam ve kişilerden etkilenen genç kızlarda bilinçlenme başladı. Artık alışkanlıklar da değişmeye başladı. Ellerine elişleri yerine kitap kalem aldılar. O dönemler Kur'an dersi verdiğim genç kızlar elişi yapamaz hale geldiklerinde annelerinden " Hocam kızım elişi yapmıyor. Kızımı evlendirdiğim zaman çeyizini sen dizersin, ona göre..! " diye tatlı şakalar yapar oldular. Hatta daha önce genç kızlar, harçlıklarıyla elişi malzemeleri alıyorken artık kitap almaya başladılar, çeyizlerine kitap ekler oldular. 

 

           İslam'ı benimseyince İslam'ın ilk emri "oku" idi. Dolayısıyla çok okumak gerekiyordu. O dönemler İslami açıdan kendini yetiştirmiş kişilerden tavsiye istediğimizde söyledikleri tek şey : " Okuyun, okuyun ve yine okuyun.." olurdu. Ve bu da bizim şevkimizi daha da arttırırdı, okumaya daha sıkı sarılırdık.

 

           O kadar iştahla heyecanla okurduk ki elişi yapmak yerine harıl harıl kitap okuduğum bir gün okuma-yazma bilmeyen annem bana: "Kızım bu kitaplarda ne var ki bu kadar heyecanla okuyorsun?" deyince gülümsemiştim. Kitap okumak karşı konulamayan bir aşk gibiydi; evde, köyde, tarlada elimizde kitapla dolaşırdık.

           Kitap okuyup bilgi sahibi olunca da öğrendiklerimizi hemen fiiliyata dökerdik.Çevremizdekilere anlatırdık. 

 

           O dönemler okur-yazar sayısı az olduğu için çevremizde sohbet yapabilecek kişi sayısı az olurdu. Özellikle köylerde ana dilimiz Zazaca ile bir şeyler anlattığımız da etrafımızda toplanan bir çok kişi halka oluştururdu heyecan ve aşkla.

 

             Günümüze gelecek olursak, şimdi genç  kızlarımız artık okullu oldukları için kültür seviyesi yükseldi. Fakat bu kez başka bir problemle karşı karşıyayız. Artık herkes her şeyi biliyor. Çevremizde bir şeyler anlatabileceğimiz birilerini bulamaz olduk.Öte yandan önemli husus ise bu kere her şey okunuyor ama pratiğe dökülmüyor olması. Bu durum eski durumdan daha vahimdir aslında. Eskiden bilmediklerinden dolayı en azından mesûl değillerdi. Allah korusun"Kitap yüklenmiş,merkep" durumu söz konusu olabilir.Hz.Ömer'e sormuşlar" Kaç ayet ezbere biliyorsun?" diye,cevap olarak, hayatında yaşadıkları ayetleri yalnız söylemiş.

              Sözüm o ki şimdiler de sürekli okumasına rağmen cahilane davranan bacılara "Allah aşkına artık okumayın!"diyesim gelmişti.Evet,artık okumayın!Eskiden mesûl değildiniz,şimdi mesûlsünüz.Çünkü bildikleriniz den sorguya çekileceksiniz.

        Wesselam

       Selam ve dua ile

 

Paylaş: