WhatsApp'ın yeni sözleşmesi ne anlama geliyor?

Fırat Üniversitesi İletişim uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Yunus Namaz, geçtiğimiz günlerde yenilenen sözleşme ile neyin amaçlandığı, bu süreçte kullanıcıların ne yapması gerektiği, devletin yapacağı hamleler ve sözleşmedeki maddeler hakkında değerlendirmede bulundu

WhatsApp'ın yeni sözleşmesi ne anlama geliyor?

Advert

WhatsApp tarafından yapılan açıklamalara göre anlık mesajlaşma uygulamasının yeni koşulları ile gizlilik ilkeleri, 8 Şubat 2021 itibarıyla geçerli olacak.


Kullanıcılar, o güne kadar telefonlarına düşecek bir uygulama içi bildirimle, bu koşulları onaylamak durumunda kalacaklar. Aksi takdirde uygulamaya erişim mümkün olmayacak.

Konuyu değerlendiren Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yunus Namaz, sosyal medya kullanıcılarının telefonlarına gelen sözleşme maddelerini okumadan onaylamalarının tehlikelerine dikkat çekti.
Doktor Öğretim Üyesi Yunus Namaz


"Sosyal medya kullanıcıları çoğunlukla güncellemelere dikkat etmeden onaylıyor"

Kullanılan birçok uygulamada bu tür sözleşme metinlerinin bildirim olarak geldiğini ancak çoğunun okunmadan onaylandığına dikkat çeken Namaz, "Öncelikle WhatsApp yakın zamanda Facebook'un satın almış olduğu bir uygulama; tıpkı Instagram'ı satın aldığı gibi. Bu uygulama ile birlikte Facebook şirketinin sosyal medyada ciddi manada güçlendiğini görmekteyiz. Buradaki en büyük sıkıntı; Facebook, özellikle WhatsApp'ı ve Instagram'ı aldıktan sonra kullanıcılarına gizlilik ilkelerini ve bazı kullanım koşullarını içeren bazı bildirimler gönderiyor. Böylece kendi içinde bir takım değişiklikler yapabiliyor. Genel olarak insanlar sosyal medyayı kullandığında bu tür güncellemelere hiç dikkat etmiyorlar." diye konuştu.

"Sözleşmelerin alt parametrelerinde neler olduğuna dikkat ederek onaylamalıyız"

Kullanıcıların sözleşmelerin tüm maddelerini hassasiyetle okumalarını tavsiye eden Namaz şöyle konuştu:

"Herhangi bir uygulamayı siz yüklediğinizde gerek mobil telefonunuza gerek bilgisayarınıza önünüze çıkan sayfalar dolusu yığınla bilgi var. O bilgileri okumadan hemen aşağı doğru kayarak 'Sözleşmeyi okudum/anladım' seçeneğine tıklıyorsunuz. 'Sözleşmenin alt parametrelerinde ne var, işin içerisinde ne var, sözleşmenin genel kapsamında ne var?' maalesef bunları incelemiyoruz. Toplum olarak böyle bir sıkıntımız var." dedi.

"Facebook'a entegre olan tüm programlar arasında bilgiler geçişken olacak"

WhatsAppı'ı kullanmasanız dahi Facebook'u kullandığınızda bilgilere erişilebileceğini söyleyen Namaz, "İşte bu sözleşmenin içerisinde Facebook'un şöyle bir maddesi var; Facebook şirketlerinin bir parçası olan WhatsApp ve diğer Facebook şirketlerinden bilgi alabilir ve bu şirketlerle bilgi paylaşımında bulunabilir. Haliyle siz WhatsApp'ı kullanmasanız bile şirkete entegre olan diğer programlar aracılığıyla bilgilerinizin geçişken olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Facebook hem WhatsApp'ı hem Instagram'ı satın almasıyla birlikte bu süreç başlamıştır." ifadelerini kullandı.

"Kullanılan tüm uygulamalar sosyal hayatımızın bir şekilde depolandığını gösteriyor"

Namaz, "Her programın içerisinde şifreleme dediğimiz bir algoritma var. Öncelikle Facebook'un WhatsApp'ı ve Instagram'ı satın almasıyla beraber bu şifreleme algoritması zayıflıyor. Birçok güvenlik açığı çıkmaya başlıyor. Bir süre sonra Facebook kullanıcı sözleşmesini değiştiriyor ve birçok kişi bu sayfalar dolusu metni okumadan kabul ediyor. Şu anki mevcut durumla birlikte Amerika, Avrupa ve Türkiye'de bir sözleşme değişikliği olduğu anlaşılıyor. Şöyle bir gerçek var ki bu tür değişikliklerle birlikte gerek WhatsApp gerek Instagram olsun kullanmış olduğunuz tüm uygulamalar bize sosyal hayatımızın depolandığını, bir şekilde bir yerlerde saklandığını gösteriyor. WhatsApp'ta veya herhangi bir uygulamada 'kişisel mesajlarınız uçtan uca şifrelenmektedir' diye bir mesaj görüyoruz. Ses dosyaları, görüntüler, metin dosyaları hepsi bir şekilde bir yerde muhafaza ediliyor, üzeri örtülüyor. Bunun görülmediğini, dinlenmediğini varsayıyoruz." dedi.



Doktor Öğretim Üyesi Yunus Namaz

"WhatsApp son sözleşmeyle yapageldikleri şeyi yasal hale getirmek istiyor"

Daha önceden de bilgilere erişebilen WhatsApp'ın son hamlesini değerlendiren Namaz şöyle konuştu:

Elbette ki WhatsApp'ın yapmış olduğu son değişikliklerle aslında kişisel verilerin korunması sözleşmesini değiştirdiğini görüyoruz. Ancak bizler için sıkıntılı olan durum şu; WhatsApp daha öncesinde kişilerin kendilerine ait verileri kullanmıyor muydu? Elbette ki kullanıyordu. Şu anki değişiklik, yapageldikleri şeyi meşru ve yasal hale getirmek içindir. Birçok sosyal medya uygulaması aslında biz istemesek bile, bizim paylaşmış olduğumuz verileri bir şekilde kullanıyor. WhatsApp bunu kılıfına uydurmaya çalışıyor. Bu anlamda WhatsApp'ın bu sözleşme ile birlikte, bunu hukuki bir zemine oturtmaya çalıştığını görmekteyiz.
"Yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak gerekir"

WhatsApp'ı kullanıp kullanmama noktasında temkinli olmak gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunan Namaz, "Özellikle birkaç gündür yapılan haberlere ve paylaşımlara baktığımızda WhatsApp'ın artık güvenli olmadığı, Telegram, Bip veya herhangi bir uygulamaya geçmek gerektiği ifade ediliyor. Ancak 'Yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak' gerekir. Öncelikle sükûneti sağlamamız ve anlık tepkilerle bir şeyi kullanıp kullanmama noktasında kesinlikle daha ölçülü davranmamız gerekiyor. Burada elbette ki WhatsApp özel hayatın gizliliğini eğer deşifre ediyorsa ve eğer hakikaten sabote edecekse bir süreliğine WhatsApp'ı kullanmayı askıya almamız gerekebilir. Veya WhatsApp'ı kullanmaya devam edeceksek bile, kendi özel verilerimizi WhatsApp üzerinden paylaşmamaya özen göstermemiz gerekir. Ancak şöyle bir durum var ki, WhatsApp'ı kullanıp kullanmamamızın kimin ne işine yarayacağını düşünmek zorundayız. Bu nedenle sükûneti sağlamakta, temkinli olmakta ve tepkisel davranmamakta fayda var. Bir süre daha bekleyip, öncelikle hangi uygulamanın bizden hangi izinleri istediğini bilmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Yerli veya yabancı uygulamada dikkat edilmesi gereken en önemli şey kişisel verilerin korunmasıdır"

Yerli uygulamaları kullanmanın daha doğru bir tercih olabileceğini ifade eden Namaz, "Bir şeyi terk ettiğimizde ona alternatif geliştirmek mümkün. Elbette ki hem yerli hem de yabancı bazı uygulamalar mevcut. Ama bu uygulamaların bize ne getirdiğini iyi hesaba katmak gerekiyor. Bip gibi veya Bip'e benzer birçok uygulamanın olduğunu söyleyebiliriz. Ancak şunu kaçırmamak gerekiyor, bizim için en gerekli şey kişisel verilerin korunması ve güvenliğinin sağlanması olmalıdır." dedi.

"Türkiye temsilci atanmamasını 'Türkiye'nin hukuk sistemini tanımıyorum' demekle eşdeğer"

Devletin alabileceği tedbirleri değerlendiren Namaz, "Yakın zamanlarda haberlere konu olduğu üzere birçok sosyal medya platformu Türkiye'ye temsilci atamıyordu. Bununla birlikte Türkiye'nin WhatsApp ile ilgili bir muhatap bulması gerekiyor. KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) denilen bir kanun var. Bu kanunda sosyal hayatın nasıl düzenleneceği ve kişisel verilerin nasıl korunacağı yönünde çeşitli yaptırımlar mevcut. Buradaki en temel sıkıntı şu; WhatsApp'a taahhütlerimi kabul edeceksiniz ya da bu diyardan gideceksiniz' diyerek bir yaptırım uyguluyor. Bir anlamda Türkiye'ye temsilci atanmamasını 'Türkiye'nin hukuk sistemini tanımıyorum' demekle eşdeğer buluyorum. Burada en büyük pay devlete ve onun organlarına düşüyor. Kesinlikle bir temsilci atanması gerekiyor. Yine WhatsApp'taki bu sözleşmenin Amerika, Avrupa ve Türkiye'de farklı uygulanmasının önündeki engellerin hukuki olarak iyi araştırılması gerekiyor. Burada da iş biraz da hukukçulara düşüyor. Mesela Amerika'da ve Avrupa'da herhangi bir kişisel verinin kullanımı sonucunda çok ciddi yaptırımların olduğunu bilmekteyiz. Türkiye'deki KVKK'de böyle bir açığın olması Facebook'un ve WhatsApp'ın da işine geliyor diyebiliriz. En temelde bu hukuki metinlerin gerek Türkçe gerek İngilizce gözden geçirilmesi, farklı ülkelerde farklı kıtalarda ortaya çıkan sözleşmelerde değişiklik varsa bunların ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu anlamda kesinlikle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bağlamında açıklar, engeller varsa bunların ilgili hukuk kanalları yoluyla bu açıkların giderilmesi ve daha sonraki süreçte yaptırımların olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Sosyal medyanın hayatımızı dönüştürmesine ve biçimlendirmesine açık kapı bırakmayalım"

Sosyal medyayı doğru ve bilinçli kullanmak gerektiğini belirten Namaz, "Çoğumuz gündelik hayatta kendi konumumuzu, kendi durumumuzu özetleyen, aktaran cümleler kullanıyor, fotoğraflar paylaşıyor veya kendi arkadaşlarımıza özel bilgilerimizi yolluyoruz. Sosyal medya gerçekten belli bir süre sonra bağlamından kopuyor ve sanki bizim hayatımızı deşifre eden bir alan oluyor. Bunun için de bu uygulamalar kendi içindeki o şifreleme ve algoritmaları kullanarak konumunuzu, neden hoşlandığınızı, neyi beğendiğinizi, neye yorum yaptığınızı hesaba katarak ortaya bir veri çıkarıyor. Sözgelimi herhangi bir arkadaşınız ile bir ürünü paylaştığınızda veya bir şey konuştuğunuzda internetten herhangi bir arama motorundan bir arama yaptığınızda konuştuğunuz şeyin belli bir süre sonra karşınıza geldiğini görüyorsunuz. Buradan yola çıkarak neyi konuştuğumuza, neyi yazdığımıza hakikatten dikkat etmeniz gerekiyor. Yani sosyal medyanın bu anlamda esiri olmamamız gerekiyor. Sosyal medyanın bizim hayatımızı dönüştürmesine veya biçimlendirmesine açık kapı bırakmamalıyız. En azından WhatsApp'ın ve Facebook'un yapmış olduğu sözleşme değişikliğine istinaden, kendi özel bilgilerinizi bir süreliğine paylaşmamanız gerektiğine inanıyorum." dedi.

"Vazgeçtiğimiz uygulamadan başka bir uygulamaya yönelmemiz bazılarının stratejisi olabilir"

Tepkisel olarak herhangi bir şeyi seçmememiz gerektiğini belirten Namaz, "Burada bizim vazgeçtiğimiz şeyden başka bir şeye yönelmemizin bir strateji olup olmadığını hesaba katmamız gerekiyor. Burada çok önemli bir diğer konu ise, bazen birçok şeyi daha sonradan idrak ediyoruz. Şu an tepkisel olarak Telegram'a veya herhangi bir uygulamaya geçiyoruz. Ama daha sonrasında bunun arka planında bir şeylerin çıkıp çıkmayacağını anlamak biraz zaman alabiliyor. Bu anlamda sosyal hayatımızın sosyal medyada daha fazla yer almaması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Advert

Paylaş:
Advert