Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu: Selahaddin'in ahlakıyla ahlaklanalım

​Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HÜDA PAR'ın, uluslararası "2’nci Selahaddin-i Eyyubi Sempozyumunda yaptığı konuşmada Selahaddin-i Eyyubi'nin adil, dahi, ahlaklı bir şahsiyet olduğuna dikkat çekti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu: Selahaddin'in ahlakıyla ahlaklanalım

Advert

HÜDA PAR, siyonistlerin işgali altında olan Kudüs'ün tekrar özgürlüğüne kavuşması için toplumda bilinç oluşturmak adına Kudüs Fatihi ve büyük İslam Komutanlarından olan Selahaddin-i Eyyubi'yi anmak ve anlamak için düzenlediği sempozyum sürüyor.

Sempozyumda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bir konuşma gerçekleştirdi.

Selahaddin-i Eyyubi'nin en büyük devlet adamının verdiği onurlu bir mücadelenin temsilcisi olduğunu söyleyen Davutoğlu, onun hayatından bir çok dersin çıkarılabileceğini belirtti.


Davuoğlu, "Ortadoğu'nun kriz bölgelerinin hepsinde Selahaddin'den önce kriz vardı. Halep, Şam, Deyrezzor, Kahire, Yemen… Bugün hepimizin yüreğinin yandığı bölgelerde bunları birleştiren siyasi bir adamdı. O gün israilin yerinde Haçlılar vardı. Müslümanlar birbiriyle savaşıyorlardı. Haçlılar tüm idarecilerle irtibat kurmuşlardı. Bugün olduğu gibi dağınıktı Müslümanlar. Haşhaşilerle, Haçlılarla mücadele etti. Birbiriyle savaşan küçük devletçiklerle mücadele etti. Bazen onları birleştirdi. Tam da kriz bölgesinde yaptı bunları." dedi.

"İslam ümmetinde liderlikler güce dayalıdır"

Selahaddin'in ayırt edici en önemli özelliğinden birinin kendisinin alim olması olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Gazaliyle başlayan restorasyon ve sonrası toparlanan İslam ümmeti üzerinde kendini yetiştirmişti. Tarih biliyordu. Tarih bilmek bir idareci için olmazsa olmazdır. Bütün bunlar onu farklılaştırdı. Bugün de bizim yeni yetişen nesli müktesebatı güçlü, hem İslam'a hem de evrensel gelişmelere açık şekilde yetiştirmemiz lazımdır. İçine kapanık değildi, dünyaya açıktı Selahaddin. İslam öncesi İbrahimi izler taşıyordu. Bugün maalesef İslam ümmetinde liderlikler güce dayalıdır. Bilgiyle yoğrulmamış yönetimlerin nasıl yozlaştığını görüyoruz." diye konuştu.

"Selahaddin-i Eyyubi Ortadoğu'da parçalanmış kimlikler için bir ilaçtır, bir şifadır"

Selahaddin-i Eyyubi'nin kapsayıcı bir siyaset güttüğünü vurgulayan Davutoğlu, "Ayrım yapmadı. Türkçe, Kürtçe, Arapça biliyordu. Kahire'de, Antep'te konuşuyordu. Herkesin diline hitap ediyordu. Gayrimüslimleri bile kendi çatısı altında birleştirdi. Gayrımüslimlerle, Fatımilerle irtibat kurdu. Selahaddin-i Eyyubi bu anlamda Ortadoğu'da parçalanmış kimlikler için bir ilaçtır, bir şifadır. Birileri bizi parçalayacak. 'Siz Türk, Kürt, Arapsınız' diye ayıracaklar. Selahaddin'in bize anlattığı ders şudur: 'Alt kimliklere indirgenenler parçalanırlar.' İslam'ı birleştirici görenler ancak Kudüs ruhunu yakalayabilir. Selahaddin, Kudüs'ün ruhuna sahip çıktı." ifadelerini kullandı.

Selahaddin-i Eyyubi'nin, adalet vasfıyla da öne çıktığını belirten Davutoğlu, "Adaletiyle hükmediyordu. O dönemde Selahaddin'in hükmettiği alanda herkes adaletle mukabele edileceğini biliyordu. Bugün birbirini dışlayan, ihanetle suçlayan bir anlayışla Selahaddin'in ruhuna sahip çıkamayız." diye belirtti.

"Selahaddin liyakata önem veriyordu"

Davutoğlu, şöyle devam etti:

Selahaddin liyakata önem veriyordu. Yakınındakiler, Kadı Fadıl gibiler liyakat sahibiydiler. Türk, Kürt, Arap demedi. Kim ehil ise ona görev verdi. Müslümanlar Moğollara karşı direnmişlerse Selahaddin'in etkisi çok olmuştur. Ağabeyini kötü yönetiyor diye görevden aldı. Bugün İslam dünyasında maalesef liderler kendi liderleriyle yönetim kurmak çabasındalar. Biz, yönettiğimiz halkların üzerinde akrabalarımızla yönetmek için değil, adaletle yönetmek için devraldık. Selahaddin'in yanında olmak için Türk, Kürt, akraba olmak gerekmiyor. Şimdi bizim şehirlerimiz bölündüyse hepimizin ciddi bir muhasebe yapmamız lazımdır.
"Selahaddin, kuşattığı hiçbirini yıkmamış, mabetlerine karışmamıştır"

Selahaddin'in Eyyubi'nin yönettiği şehirleri imar ettiğini ancak bu şehirlerin şu anda harap olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Müslüman olmak inşayla olur, gönül kırmakla değil gönül yapmakla olur. Şehirleri etnik kimlikle bölmekle olmaz. Selahaddin, kuşattığı hiçbirini yıkmamış, mabetlerine karışmamıştır. Kudüs’te tekrar özgürce ibadet edilmesini sağlayan odur." şeklinde konuştu.

"Selahaddin, ahlakı gücün emrine vermemiştir; gücü ahlakın emrine vermiştir." diyen Davutoğlu, "Bugün sınavımız yabancılarla değil gücümüzledir. Bugün gücü ele alanlar bu güçle menfaat devşirirlerse, ümmet yerine sadece kendi çevrelerini düşünürlerse biz halka Selahaddin örneği veremeyiz. Selahaddin vefat ettiğinde elinde 1 dinarı ve 45 nasri dirhemi olduğu söylenir. Bugün İslam dünyasında en küçük idarecilerin mallarına baktığımızda Selahaddin'in karşısına çıkmaktan korkmamız lazımdır." diye konuştu.

"Selahaddin tam bir stratejik dehadır"

"Stratejik deha" olarak tanımladığı Selahaddin-i Eyyubi'nin, hiçbir zaman dostlarını terk etmediğini kaydeden Davutoğlu, "Hiçbir zaman düşmanlarının birleşmesine izin vermemiştir. Bu Hazreti Peygamberin, hayatında uyguladığı nebevi çizgidir. Hazreti Peygamber de Medine’de karış güçlerin birleşmesine izin vermedi. Medineli Yahudilerle münafıkların birleşmesine izin vermemiştir. Selahaddin yanındakilerin gitmesine yol açacak hatalar yapmadı. Kendi ismi değil babasının ismiyle hutbe okudu. Rakip atabeyleri bile birleştirdi. Tam bir stratejik dehadır. Güzel sözle, hikmetle birleştirdi. Sadece savaşarak değil; diplomasiyle yaptı. Tarihte diplomasiyle askeri başarıyı yan yana getiren kimse yoktur. Haçlılara karşı son darbeyi vurmadan önce Kahire-Musul hattındaki tüm ayrılıkları giderdi." dedi.

"Omuz omuza verelim, ehliyetle devlet yönetelim"

Davutoğlu, "Bugün hepimizin Selahaddin'den alacağı dersler vardır. Bundan sonra da Selahaddin'in huzuruna gideceğimizde ilk hesap böyle bir dönemde Kudüs'ü esaret altında iken nasıl bölündüğümüzün hesabıdır. Gelin omuz omuza verelim. Gelin ehliyetle devlet yönetelim. Şeffaflıkla yönetelim. Selahaddin'in ahlakıyla ahlaklanalım. Tikrit'ten, Yemen'den Selahaddin'in yönettiği topraklardaki krizi aşmak için krizleri değil ortak yönlerimizi öne çıkarıp parçalanmış bir Ortadoğu değil omuz omuza vermiş bir kardeşler topluluğu oluşturalım." ifadelerini kullandı. (İLKHA)


Advert

Paylaş:
Advert