36,7272
35,1895
2.968,28
Alemlerin Rabbi olan Allah’ın emri olduğu için bu ay oruç
tutuyoruz.
Oruç, Allah’ın emridir ve Allah’ın rızasını kazandırır. Bu
yeterli bir sebeptir. Bununla birlikte orucun ferdi ve içtimai, maddi ve
manevi, dünyevi ve uhrevi pek çok faydaları vardır.
Oruç, insanın beden ve ruh sağlığına çok faydaları var.
Beden, insan ruhunun menzile kadar kullandığı arabasıdır. Nasıl
ki kullandığımız aracı arada bir periyodik bakımdan geçiriyorsak, oruçla da
bedenimizi ve ruhumuzu bakıma alıyoruz. Oruçla bakıma alınmayan bedenler ve
ruhlar, periyodik bakımı yapılmayan arabalar gibi zamanla arıza vermeye ve
parça kırmaya başlar.
Günümüzde hastalıkların artmasının bir sebebi de oruçsuzluk ve
yeme içmeye bağlı aşırılıktır.
Zenginler, tuttukları oruç sayesinde açların ve fakirlerin
halinden anlıyor. Oruç ile merhamet duyguları gelişiyor. Fakirlere, açlara
yardım ediyorlar.
Oruç insanı günahlardan, isyandan, kötülüklerden koruduğu gibi
toplumları da taşkınlıklardan, işlenecek suçlardan korur. İşlenen suçlar
insanın hayvani yönünden kaynaklanmaktadır. Bunlar da yeme, içme ve cinsel
ilişki gibi zevklerden oluşmaktadır. Oruç tutan toplumların fertleri
iradelerine sahip çıkar, sabırlı olur.
Oruç, zihne saflık, hafızaya kuvvet, ruha dinginlik, kalbe
(kişiye, aileye ve topluma) huzur kazandırır.
Bütün bunlarla birlikte oruçtaki en büyük hikmet, nefsin
terbiyesine yöneliktir. Allah, oruç ile nefisleri terbiye etmek istiyor.
Rivayet edildiğine göre Allah, nefsi yarattığı zaman soruyor:
“Men ene ve men ente?” (Ben kimim ve sen kimsin?) Nefis: “Ene ene, ente ente”
(ben benim, sen sensin) diyor. Sonra Allah, nefse türlü azaplar ettikten sonra
yine soruyor: “Ben kimim ve sen kimsin?” Nefis yine: “Ben benim, sen sensin”
diye cevap veriyor. Allah bu defa nefsi aç ve susuz bırakıyor. Aç ve susuz
kalan nefis, acziyetini, zayıflığını ve hiçliğini görüyor. Allah tekrar
sorunca: “Ben kimim, sen kimsin?” Bu defa: “Ente Rabbiye’l-Rahim ve ene
abdulke’l-aciz” (Sen benim merhametli Rabbimsin, ben ise senin aciz kulunum)
diyor.
Oruç, insandaki firavunluk damarını kırıyor. Her insanda
firavunluk damarı vardır. Onu açlıkla, ibadetle, tefekkürle terbiye eden
kontrol altına alır. Ona her istediğini yediren, içiren, tattıran onu serkeş
yapar, firavunlaştırır.
Müslümanların çoğunluğu dil ile söylemese de yaşantısı ile
Allah’a “Sen sensin, ben benim” diyor. Halbuki Allah bizi, kendisine kul olalım
diye yarattı.
Allah’a kul olmanın yolu nefis terbiyesinden geçer. Nefsini
terbiye eden, Allah’a kul olur. Nefsine kul olan, Allah’a kul olamaz.
Oruç, en nihayetinde cenneti kazandırır.
Tabi, orucun bütün fayda ve kazançlarına ulaşmak için bizim
orucu değil, orucun bizi tutması gerekir. Oruç, bizi yeme, içme, cinsi
münasebetten uzak tuttuğu gibi, gözlerimizi harama bakmaktan, dilimizi
gıybetten/çekiştirmekten ve bütün organlarımızı haramlardan uzak tutmalı.
Böyle olduğu zaman orucumuz, oruç olur.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.