36,7272
35,1895
2.968,28
Bu son yazım biraz içe yönelik bir arz-ı hal olacak.
Uzun bir mücadelenin içeride getirdiği ilişkiler, oluşturduğu
hak-hukuk, ifade edilememiş duygular, paylaşılamamış mazeretler, anlaşılamamış
hususlar ve anlaşılmamışlık, dile getirilememiş veya yerini bulmamış
teşekkürler, eksik bırakılmış ve ihmal edilmiş taraflar, yapılmış hatalar,
oluşmuş hukuk, dilenmemiş helallikler var.
Bir ömür... Ne zaman biteceği belli değil; bugün yarın veya bir
müddet sonra... Rabbim ayaklarımızı doğru yolda, hak dava üzere sabit kılsın.
Ama en azından bir müddet fiziki olarak uzak kalacağım belli. Bu sebeple
anlayışla karşılayacağınızı umarak, teşekkür ve helallik dileme ve nasihatleşme
babında, ailemden başlayarak bir şeyler yazmak istiyorum.
Önce annem; bizleri yetim olarak büyütmesine ve üzerimize
titremesine rağmen, İslam adına bedel ödeme ve cezaevi söz konusu olduğunda,
her seferinde çocuklarını bir kurban gibi Allah'a adayan, dağ gibi imana sahip
sevgili anneciğimin değil sadece ellerinden, ayaklarının altından öpüyorum. Ve
her daim varlıkları ve yardımları ile arkamda duran ve bana destek olan
abilerime ve kardeşlerime minnettarım.
Çok yoğun ve yıpratıcı geçen bir mücadele geçmişimiz oldu. Bu
yoğunlukta da en çok ihmal ettiğimiz ailelerimiz oldu. Sadece hal anlaşılsın
diye ifade edeyim; ailem yedi defa ameliyat oldu ve hiçbirinde yanlarında
olamadım. Bu konuda yaşadığı bütün zorluklara, acılara, üstlendiği ağır
sorumluluklara ve yokluğumda çocuklarıma hem annelik hem de babalık yapmasına
rağmen, bu mücadelede bir dava kadını olarak sürekli destekçim olan eşime
teşekkür ediyorum.
Yoğun ve ağır mücadelede en çok ihmal ettiğim çocuklarımın da
zaman zaman kabullenmekte zorlansalar da, durumumu, “davası için her şeyini
feda eden ve her şeyden vazgeçen bir babanın çırpınışları ve yetmezlikleri”
olarak gördüklerine ve göreceklerine inanıyorum. Rabbimin emri ile, insanlığın
hali, ümmetin çocukları için koşuştururken elimde olmadan çocuklarım hakkında
bıraktığım boşlukları, sürekli Rabbimin dolduracağına inandım ve inanmaya devam
ediyorum.
İslam ile tanışmamda, şahsiyetimin oluşmasında emeği geçen, bu
kutlu davada beraber yol aldığımız, gecesiyle gündüzü ile çalıştığımız,
isimleri gönlümde, varlıkları hatıralarımın en anlamlı yerlerindeki güzel
insanlar, isimsiz kahramanlar, dava arkadaşlarım, ahiret yoldaşlarım, sizleri
kalbim çatlarcasına çok seviyorum. İyi ki sizleri tanıdım, iyi ki varsınız, iyi
ki dünyama girdiniz, sizler bu dünyanın cenneti oldunuz. Peygamber (sav)
döneminde yaşasaydınız samimiyetiniz, fedakarlığınız, ihlasınızla şüphesiz
adınız “ashab” olurdu. Rabbim davamızı aziz, birlikteliğimizi cennet kılsın.
Bu zamanın imanlı, güzel ahlaklı her bir genci, eli öpülecek
değerdesiniz. Bu davanın gençleri, cennet efendisi gençlerin yol
arkadaşlarıdır. Bu davanın gençleri, seleflerinin yıllarca harcadıkları emek,
yaptıkları büyük fedakarlıklar, ödedikleri bedeller ve verdikleri canlar ile
oluşturduğu ve bugünlere taşıdığı, peygamber mirası bu kutlu davayı yarınlara
taşıyacak olan iyi birer halef olmalıdırlar.
Ve gönlümde olmalarına rağmen soramadığım, ihmal ettiğim,
yetiştiremediğim, hakkını veremediğim, beklentisini karşılayamadığım, bilerek
veya bilmeyerek kalbini kırdığım, haksız yere kendisini üzdüğüm herkesten özür
diliyorum. Hakkınızı helal edin.
Son söz bu davanın öncülerine; ektiğiniz tohumların on binler,
belki yüzbinler olarak boy vermesi dışında, bu davayı Kur'an ve Sünnet temelli
vasat bir yol kıldığınız; İslam aleminde çoğunluğun aklını kaybettiği,
aşırılık, öfke, nefret ve düşmanlık ile hareket ettiği bir zamanda; büyük
zulümlere uğranılmasına ve büyük acılar yaşanılmasına rağmen akılla, yapıcı,
maslahattan yana, şefkat, merhamet ve hikmetle bize istikamet üzere yol
aldırdığınız için sizlere hürmetlerimi sunuyorum. Biz sizlerden razıyız, Rabbim
de sizlerden razı olsun.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.