"Bize nasihat çekmeye yelteniyorlar o nasihati kendinize saklayın"

​ABD'nin Suriye'de YPG'ye silah yardımını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Defalarca uyarmamıza rağmen en ufak bir geri adım var mı? Yok. Ondan sonra kalkıp bakıyorsunuz bize nasihat çekmeye yelteniyorlar. O nasihati kendinize saklayın." dedi.

Advert

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimini başaramayanların, şimdi farklı darbe girişimlerinin arayışı içinde olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nde devam eden davanın, siyasi içerikli bir darbe girişiminin adresi olduğunu söyledi.

Söz konusu davanın, sıradan bir dava olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi kendilerine göre ekonomik noktada sıkıştırmak, FETÖ terör örgütüyle, CIA ile öbür tarafta FBI ile bir sıkıştırma operasyonudur. Fakat bu da tutmayacak, bunu da başaramayacaklar." diye konuştu.

Türkiye’nin bir kabile devleti olmadığını, küllerinden yoğrularak ayağa kalktığını ve istiklal mücadelesini böyle kazandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin son 15 yılda geldiği yer birilerini rahatsız ediyor tabii ve bir kıskançlıktır gidiyor. Ama çatlasanız da, patlasanız da biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz" diye ekledi.

Türkiye’nin stratejik ortak olarak bildiği dostlarının, 911 kilometrelik Suriye sınırında, 350 kilometre Irak sınırında terör örgütlerine her türlü ağır ve hafif silah desteğini verdiğini ve Türkiye’nin bu ülkelerle konuşacak bir şeyinin olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK/YPG'ye ulaştırılan 4 bin tır dolusu silah ve mühimmatı hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Defalarca uyarmamıza rağmen en ufak bir geri adım var mı? Yok. Ondan sonra kalkıp bakıyorsunuz bize nasihat çekmeye yelteniyorlar. O nasihati kendinize saklayın. Yani biz bu konuda samimiyet ararız, dürüstlük ararız. Eğer bu samimiyet yoksa bu dürüstlük yoksa daha önce de söylediğim gibi biz göbeğimizi kendimiz kestik ve kesmeye devam ederiz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar kendilerine çizilen sınırların içine mahkûm olup kalmaları hâlinde Türkiye’nin ne 863 milyar dolarlık millî gelire ulaşacağını, ne bunca yatırımı yapabileceğini ne de 2023 hedeflerinin olabileceğini söyledi ve "Bugünlere yüreğimizle, bileğimizle, aklımızla mücadele ederek geldik." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı hadiselerin amacının, artık hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığını ifade eden ve "Milletimizi parçalamak ve ülkemizi bölmek isteyenlere karşı adeta yeni bir istiklal savaşı veriyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu savaşın cephelerinin geniş olduğunu, terör örgütlerinden ekonomiye kadar her aracın bu savaşta kullanıldığını söyledi.

2019’a Mart ve Kasım aylarında yapılacak seçimlere dikkat çekerek, bu yıl Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin hazırlıklarını büyük ölçüde tamamlamak mecburiyetinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevzuat ve uyum yasalarının çalışmalarını Milliyetçi Hareket Partisiyle el ele vererek dayanışma içerisinde hızlandırmaları gerektiğini, bu çalışma sürecine ana muhalefet partisinin de katılmasını temenni ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama asıl olan yeni yönetimi mimarimizin omurgasının nasıl oluşturulacağıdır. Tabi bu konuda çeşitli kanallardan yürütülen hazırlıkları süratle bir araya getirerek önümüzdeki bir asrı kucaklayacak bir yönetim modeli oluşturmakta kararlıyız." diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Seçimler arifesinde özellikle Sayın Bahçeli’nin yerli ve millî duruşunu özellikle vurgulamamam lazım. Bu yerli ve millî duruşla birlikte inanıyorum ki ülkemizde bizi bölmek, bizi ayrıştırmak isteyenler bu hedeflerine ulaşamayacaklar, çünkü bizler 7 Ağustos ruhunu yaşamakta kararlıyız, yaşamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Birileri diyor ki, ‘acaba şu ne der, bu ne der?’ Kusura bakmasınlar, şu ne der, bu ne der değil, biz ne deriz, aslolan budur. Onun için de bizler Sayın Bahçeli’yle bir araya geliriz, ülkemizin sorunlarını da dertleşiriz, konuşuruz, uyum yasalarını vesairesini ilgili arkadaşlarla beraber onların çalışmasını yapar, geleceğe beraber inşallah yürürüz, çünkü birlikte yapmamız gereken çok şeyler var. Milletimizin bize verdiği bir sorumluluk var, bunları da yerine getirmek bizim görevimizdir. Ben Sayın Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamayı bu bakımdan çok önemli görüyorum. Kendisine şimdiden beyan ettiği şahsımıza destek kararı için şahsım, partim, milletim adına şükranlarımı sunuyorum."

2019 seçiminin yerli ve millî olanlarla, ipi başka mahfillerin elinde bulunanlar arasında geçeceğinin açık olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yabancı ülkeler başta olmak üzere FETÖ’den PKK’ya kadar tüm aktörler bu çerçevede pozisyon almaktadır. Bizim yerimiz her zamanki gibi milletimizin yanıdır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aynı şekilde geçmişte partimiz çatısı altında olup da bugün dışarıda başka havalarda gezen hiç kimsenin partimizle, hareketimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur. Herkes ağzını açmadan önce nerede bulunduğuna, kimlerle aynı safa geçtiğine dikkat etmelidir. Kem alet ile kemâlât olmaz. Bunlar AK Parti olarak milletimizle birlikte son 3-4 yıldır verdiğimiz hayati mücadelede en küçük bir desteklerini görmediğimiz, hatta çoğu defa karşı saflarda siluetleri beliren kişilerdir. Dünyada neler oluyor, ülkemizde neler oluyor, bununla ilgili bir sesiniz çıkmayacak, bu ülkede bir evet hayır referandumu yapılıyor ve partimiz burada ‘evet’ başlığını böyle atıyor, ama bakıyorsunuz birileri de ‘hayır’ için kampanya yürütüyor kulislerde, şurada-burada ve şimdi de kendilerinde söz hakkı görüyorlar. Kusura bakmasınlar, bu birlikteliği, bu beraberliği, bu dayanışmayı zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Biz bu yola çıkarken ahdederek çıktık. Ve bu yola bu akitleşmeyle, bu ahitle çıkarken de şunu bir defa çok iyi bilmemiz lazım: Sadakatin aslolan bir kavram olduğunu bilerek çıktık. Ama bu trenden düşenler kusura bakmasınlar, düştükleri yerde kalırlar ama bu da yoluna devam eder.”

“Teröre bulaşmamış, vatanımızın bütünlüğünü hedef almayan her türlü inanca saygımız var”

Katıldığı son parti grup toplantısında bu yana gündemlerindeki en önemli meselelerden birinin Kudüs konusu olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Kudüs’ü israilin başkenti olarak tanıma kararının ardından, dönem başkanı olarak topladıkları İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesinin, İslam dünyasının uzun zamandır ilk defa bir konu etrafında güçlü bir şekilde kenetlenmesine vesile olduğunu söyledi.

Konu ile ilgili olarak ikircikli davranan ülkelerin olduğunu; ancak genel görüntünün gelecek açısından ümit verici olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Sizin şer bildiklerinizden hayır, hayır bildiklerinizde şer olabilir’ ayetine atıfta bulunarak, “Kudüs meselesinin de bu ilahi takdire uygun şekilde Müslümanlar için hayra tebdil olacağına yürekten inanıyoruz.” diye ekledi.

Düşlerde görülmekle yetinilen Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in, kollarla ve kalplerle kucaklanacağı günlerin uzak olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun birinci şartı ise, önce Türk milleti olarak bizim kendi aramızdaki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmemiz, ardından da tüm İslam dünyasının aynı feraseti gösterebilmesidir.” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Kudüs’ün Hazreti Ömer’den sonraki ikinci fatihi Selahaddin Eyyubi’nin, ‘dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarını yenemez’ sözünü hatırlattı ve “Evet, bizim dostlarımızla kenetlenip tüm gücümüzü ve zamanımızı düşmanlarımızla olan mücadelemize hasretme vaktimiz çoktan gelmiştir.” diye ekledi.

“Biz bunları söyleyince birileri hemen çıkıp bizi ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, çoğulculuğa aykırı hareket etmekle suçluyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz Pazar günü açılış törenine katıldığı restorasyonu Türkiye tarafından yapılan Demir Kilise’yi ve AK Parti hükûmetleri döneminde restore edilen ve diğer dinlerin mensuplarının hizmetine sunulan 14 kilise, şapel, sinagog ve havrayı hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bizim ayrımcılık yapmak gibi bir niyetimiz olsa, bu işlere niye girelim? Öyle ya, kimse bizi bunlara mecbur bırakmıyor. Bütün bu hizmetler inanç ve ibadet özgürlüğü konusundaki samimi duruşumuzun ürünleridir. Bizim teröre bulaşmamış, milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü hedef almayan her türlü inanca, düşünceye kesinlikle saygımız vardır.” şeklinde konuştu.

“İslam dünyası olarak Kudüs imtihanını başarıyla vermek mecburiyetindeyiz”

Kudüs’te sadece Müslümanların değil, aynı zamanda her mezhepten Hıristiyanların da haklarını savunduklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımız Hıristiyan mezheplerinin her birine Kudüs’te kilise kurma ve faaliyet yürütme izni vermiştir. Asırlar boyunca ecdadımız barışı, huzuru bozmamak, diğer dinlerinin mensuplarını rahatsız etmemek şartıyla Kudüs’te kimsenin ibadetine karışmamıştır, hepsini de güvence altına almıştır.” hatırlatmasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bunlara karşılık Osmanlı’nın elinden çıktığı günden beri Kudüs’te ne huzur vardır ne de barış vardır. Hele hele İsrail’in kuruluşundan itibaren bölgede uygulanan devlet terörü insan hakları ihlallerinin zirvesidir. Batı ülkelerinin, özellikle de Amerika’nın himayesi altındaki israilin şımarıklıkları bölgeyle birlikte tüm dünyayı bir felakete doğru sürüklemektedir. Böyle bir zulmün ilanihaye sürmesi ve karşılıksız kalması mümkün değildir. Biz tüm samimi dostlarımıza bu ikazı yapıyoruz. Çok geç olmadan bölgede adil ve sürdürülebilir bir düzenin kurulması en büyük temennimizdir. Bu çerçevede sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onların haklarını, hukuklarını korumaya devam edeceğiz. Türkiye, İslam dünyası ve insanlık olarak Kudüs imtihanını başarıyla vermek mecburiyetinde olduğumuza inanıyoruz.” (İLKHA)

 



 

Advert

Paylaş: