Halk sağlığında doğru bilinen yanlışlar

UÜ Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pala, bir meyvenin tüm vitamininin kabuğunda olduğu anlayışının doğru olmadığını, bazılarının tamamen içeriğinde olduğunu söyledi.

Halk sağlığında doğru bilinen yanlışlar

Advert

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, halk arasındaki "Balık ile yoğurdu birlikte tüketmek zehirlenmeye yol açar", "Vitamini meyvenin kabuğundadır", "Terliyken soğuk su içmek hasta eder" gibi birçok inanışın tıbbi ve bilimsel dayanağının bulunmadığını bildirdi.

Pala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülke genelinde halk sağlığı konusunda yaygın olarak bilinen bazı "mitler" bulunduğunu söyledi.

Bunların bir bölümünün geçmişten bugüne kulaktan kulağa aktarılarak ulaştığını anlatan Pala, bazı yanlış inanışlara da uzmanlık alanı olmayanların yaptığı açıklamaların yol açtığını belirtti.

Halk arasında sıklıkla "Soğukta fazla bulunma hasta olursun" ya da "Terliyken çok soğuk su tüketme hastalanırsın" gibi ifadelerin kullanıldığını dile getiren Pala, şöyle devam etti:

"Bu düşünceler tamamen yanlış. Öncelikle hava sıcaklığı ya da soğukluğu doğrudan hastalık nedeni değildir. Hastalığa yol açan ana etmen mikroskobik organizmalardır ancak hava ve ortam sıcaklığı kişinin hastalığa yakalanmasını kolaylaştırabilir. Örneğin soğuk havalarda direnci düşen bireylerde hastalık etmenleri, daha kolay hastalık yapar. İnsanlar ortamda var olan etmenlerin etkisi nedeniyle hastalanırlar, yoksa 'Soğuk su içtin, hastalanırsın' yaklaşımı doğru değil."

Pala, ''Bir meyvenin tüm vitamininin kabuğunda bulunduğu anlayışı da hiç doğru değil. Bazı meyvelerin kabuğunda ağırlıklı vitamin olabilir bazılarının ise içeriğinde." bilgisini verdi.

''Günde mutlaka 2 litre su için yaklaşımı doğru değil"

Gıda zehirlenmesine yol açacağı endişesiyle birçok yerde balık ile yoğurdun birlikte tüketilmediğine dikkati çeken Pala, "Taze balık ve yoğurdu birlikte tüketmek hiçbir sağlık problemine yol açmaz ve besin zehirlenmesine de neden olmaz. Besin zehirlenmesi, zararlı bakterilerin ürediği kirlenmiş yiyeceklerin tüketilmesi sonucunda oluşur.'' dedi.

"Günde mutlaka 2 litre su için" yaklaşımının da doğru olmadığını anlatan Pala, şunları kaydetti:

"Kişinin az su tüketmesi sağlığı için zararlıdır fakat gereğinden fazla su tüketmesi de zararlı olabilir. Bu konuda Türk Nefroloji Derneğinin bilimsel açıklamaları var. Herkesin vücudunun özellikleri, günlük enerji tüketimi ile yaşı ve cinsiyetine göre su içmesi daha uygundur. Gün içinde çok terleyen birinin 3 litre su içmesi gerekirken, fazla aktivitede bulunmayan birisine 2 litre yeterli olabilir."

Pala, "Halkın büyük bölümünün doğru sandığı bir tıbbi mit de hapşırınca kalbin anlık durduğu önermesidir. Bu da tamamen yanlış. Hapşırınca hiçbir vücut organı ya da sistemi kesinlikle durmaz.'' diye konuştu.

"Sağlıklı besin" tanımının kişiden kişiye göre değiştiğini vurgulayan Pala, insanların yaşam biçimi, kültürü, cinsiyeti, yaşı ve beden kitle endeksinin farklı olduğunu, bu nedenle aynı besin maddesinin herkeste aynı etkiyi oluşturmayacağını söyledi.

Anadolu'da bazı yerlerde "aşırı yalan söyleyenleri hıçkırık tuttuğuna" ilişkin bir kanının bulunduğunu dile getiren Pala, "Hıçkırık, diyaframın istemsiz olarak aniden kasılmasıdır. Yani beyin, diyaframı hızla kasar ve bu da zaman zaman hıçkırığa neden olabilir. Ayrıca asitli içecekler, aşırı alkol, acı ve baharatlı gıdaların tüketimi, aşırı ilaç kullanımı, hazımsızlık da hıçkırık nedenlerindendir. Yalan söylemekle hıçkırık arasında hiçbir ilişki kurulamaz." dedi.

Advert

Paylaş:
Advert