Dost ve düşman bilsin ki, Müslümanlar bir araya gelmiş

Müslümanların birleşmesi, ortak paydalarda bir araya gelmesi dünyevi ve uhrevi bir gerekliliktir, bir zorunluluktur. Birlik, içinde bulunduğumuz kötü durumdan kurtulmamızın devası ve çaresidir.

Peki, Müslümanlar hangi zeminde ve hangi ilkeler üzerinde birleşmeli, nasıl bir ittifaka varmalıdır?

Müslümanlar, Allah'ın ve Resulünün emir ve öğretilerini esas alarak, Allah'ın kardeşlik için buyurmuş olduğu hak ve hukuklar gözetilerek, yeryüzünde hak ve adaletin tesisi için bir araya gelmelidir.

Kardeşinin, canını kendi canı, malını kendi malı, namusunu kendi namusu, onur ve izzetini kendi onur ve izzeti bilerek, kabul ederek ve pratikte göstererek bir araya gelmelidir.

Irkçılık, ulusalcılık, mezhepçilik taassubundan uzak, geçmişte kardeşlerle yaşamış olduğu problem ve sıkıntıları gündeme getirmeden, küresel ve bölgesel konjonktürel şartları fırsata çevirmenin hesabını yapmadan, devletinin yüksek çıkar ve menfaatlerini öncellemeden, “üstünlük takva iledir” düsturuyla bir araya gelmelidir.

Müslümanlar tek taraflı menfaat ve çıkarlardan ziyade, ümmetin kazanımı, mazlum ve mustazafların hakkının alınması ve kurtuluşu, -velev ki aleyhine gözükse bile-  için bir araya gelmelidir. Muğlak ve şüpheli durumlarda Muhammedül Emin'in ümmetinden olduğunu ispat edercesine, ‘kardeşlik hakkı için varsa hakkımdan vazgeçiyorum, kardeşim benden daha evladır' erdemini göstererek bir araya gelmelidir.

Müslümanların bir araya gelmesi, kanımızı emen Amerika ve Rusya'nın ve tüm emperyalistlerin uykusunu kaçırmalı, onları tedirgin etmeli, şeytani planlarını akim bırakmalı, atmış oldukları adımları onlara geri attırmalıdır.

Müslümanların bir araya gelmesi mazlumlara umut olmalı, yüreklerine su serpmeli, bileklerine can vermeli, emperyalist ve Siyonist işgal altındaki Kudüs ve ümmet coğrafyasını bayram alanına çevirmelidir.

Müslümanların bir araya gelmesi, sadece Müslümanları değil, gayri Müslimleri bile sevindirmelidir. ‘Bu devirde Amerika'sız, israilsiz olmuyor, yoksa hakkımızı alamayız, dilimizi kültürümüzü yaşayamayız, devlet sahibi olamayız, ayakta kalamayız' diyenleri utandırmalı, mahcup etmelidir.  Akıllarındaki şüphe ve endişeleri tamamen gidermeli ve silmelidir.

Müslümanların bir araya gelmesi, Müslümanlarda korku ve endişeye sebep vermemeli, zihinlerinde istifhamlar oluşturmamalı, kendi geleceği ve güvenliği için farklı arayışlar içerisine sevk etmemelidir. Müslüman, Müslümanın elinden ve dilinden emin olmalıdır.

Müslümanların bir araya gelmesi, emperyalistlerin içimize müdahale etme nedenlerini ortadan kaldırmalıdır. Kendi sorun ve problemlerimizi kendi içimizde halledebilmelidir.

Müslümanların bir araya gelmesi Rahman'ın yardımını celp etmelidir. Melekleri yardıma çağırmalıdır. Melekler yardım için sabırsızlanmalı, birbirleriyle yarışmalıdır. Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm canlıları cuş-u huruşa getirmelidir.

Bu dediklerim çok mu zor?

Hayır, yeter ki hep birlikte Rahman'ın ipine sarılalım, gönlümüzü ve niyetimizi safi tutalım…

(Doğruhaber)