İçemediğimiz İksir

    İnsanları veya toplumu yönlendirmek ve yönetmek için farklı teknik ve metotlar, farklı enstrümanlar (medya vb.) kullanılmış uygulanmış ve uygulanmakta. Batı dünyası çağın gereksinimleri ile birlikte "saatinde yat", "saatinde kalk", "yemek ye", "kitap oku","tv izle" ...damarlarında kan dolaşan robotlar gibi zihinlerini başkalarının hegomanyasına mahkum etmiş canlılar misali bu insanları bu kadar bağlayabilmişlerdi. Tabii ki öznesel çıkarları için bunları kabullenmiş olsalar dahi elbette kısa vadede toplumu etkilemek yönlendirmek bu metot ve enstrünamlarla kolay fakat uzun vadede bu işi (bu enstrümanlar olmaksızın) yapmayı başarabilmek mümkün mü?

   Gerçekten yapabilenler varmı? 

    Varsa, kimdi bunlar?

    Nasıl başarabilmişlerdi?

    Bugün olduğu gibi tarihte de inanç, din büyük bir etki alanına sahipti fakat inanç tek başına bütün bu oluşumu içinde barındırmıyordu. Toplumda farklı inançlara sahip kitleler vardı. Bu büyük bir sorundu elbet. Bir eksiklik vardı sanki?

       Başarılı olanların içinde en etkileyici isimlerden biri de Osman Gazi, koca imparatorluğun temelini atmış, toplumsal fay hatlarını sarsmadan birlikteliği sağlamış, etrafındaki beylikleri bir araya toplayıp yönetmiş ve yönetebilmiştir. Peki ama bunu nasıl başarmış? Üstelik sonraki beyler ve padişahlar gibi devleti ve devletleri yönetmek için bir büyük bir eğitim almamış olmasına rağmen. Peki o diğer oba beyleri ve halklarını nasıl ikna etmişti ki kendi buyruğuna girmeleri için? Ne söylemiş ne vaat etmişti ki o koca beyler kendi Obasından her açıdan daha küçük olan Kayı Obasının emrine girmeyi nasıl  kabul ettiler? Nasıl bir iksirdi ki bu, hem koltuklarından hem canlarından vazgeçtiler koca koca oba beyleri? 

        Aynı iksir Selahattin Eyyubi’nin elinde de vardı. Sanırım O da büyük bir siyasi-askeri-dini eğitim görmemişti. Buna rağmen O da farklı ırklardan, farklı dinlerden yüz binlerce insanı etrafında toplayabilmişti. Onlara ne vaat etmişti ki?
 
     Bugünkü siyasi ve dini liderlerin bilmediği neyi biliyorlardı? Ne anlatmış olabilirler ki okumuş - okumamış, köle ve soylu bürokrat herkes onlara biat etmiş, ailelerini mallarını geride bırakıp Selahattin ile birlik te savaşıp canlarını ortaya koymuşlardı.
 
    Bugün en azından Suriye için bu toplumsal birliktelik mümkün mü?
    Veya diğer İslam ülkeleri için bugün başarabilirmiyiz bu birlikteliği?
    Yapalım ama nasıl?
     Bu işin iksiri neydi?
     Nasıl içeceğiz bu iksirden?

Paylaş: