Ahh Palu Ahh.

Sizden Gelenler

Bu öyle bir şehirdir ki oraya gitme sebebiniz sadece özlem ve aşktır. Palu diye bir kent var böyle bir kent ki asaletiyle ismi yeter. Hep duymuştum. Ne heybetlisin. Bir tarihin başkenti. Doğunun metropolü. Toprak bile farklı kokar bu şehirde.  Serhad şehridir sudan çok kan akarmış tarihin farklı dönemlerinde. Bu şehir ne Ankara`dır ne İstanbul`dur ne Diyarbakır ne Mersin. Türkiye`de benzeri olmayan, dünyada benzeri olmayan ayrı bir özerk ülkedir sanki.

Kendi kuralları vardır. Alışana kadar şaşırma ünlemleri ile karşılayacağınız çok ama çok durum gelişir. Vadeden ama vermeyen bir şehirdir  hiç tanıyamazsın. Vardır ama tutamazsın. Görürsün ama alamazsın. Duyarsın ama hissedemezsin. Soyut kavramı, gri rengi bu kadar kabul eden bir mecra daha yoktur lakin içinde sıcacık bir nehir akar bu şehrin alt mahallelerinde Karşıbahçeleri vardır, Çekem Bağları, birde ufak bir şirin köprüsü. Yazı başkadır, kışı tabir kabul etmez. gözlerinizin içindeki sıvı donar, gözünüzü çeviremezsiniz ama devlet daireleri kapanmaz. Murat coşar. Palu her şeyi gizli gizli içine atan ama hiçbir zaman hıyanet etmeyen büyük evlat gibidir.

Varlığı anlaşılmaz. bu şehrin insanları da Türkiye`nin genel kültür anlayışı içindedir dedik ya burası özerk bir prenslik gibi. Ciğerine, üzüm ,dut  deva içli köftesine vurulmuştur nice zat ki gidememiştir buralardan.

Paluya gelen ya öğrencidir ya askerdir ya da göçmen. yerlisini bulmak için uğraşmak abesle iştigal olur.  Görmedik adam kalmaz. yine de yalnızlık şehiridir Palu. Kalabalıklar içinde sesler susar. Kubbeli camii`nde bir namaz kılar çıkarsın akşam olmuştur. Kuşlar bir alev paresi gibi uçarlar minare tepelerinde. Bir şehre aşık olunabilir mi bilmiyorum ama oldu. isterdim ki hiç anlatmayayım bunları, isterdim ki kimse bilmesin Palu`nun büyüsünü.  Ama tutamadım kendimi. o  (kara trenin) gidin çıkın üstüne. Belki de selamlar sizi. Palu Kalesini görün. 

Paylaş: