HÜSEYİN OLMAK

Murat POLAT

Merhametli olan Allah`ın adıyla

Başta tüm ümmetin özelde ise siz Palulu hemşehrilerimin Aşura gününü kutlar, Ümmetin tüm fertlerine Hüseyni bir anlayışı ermesini, Cenab-ı Hakk`tan dilerim.

Üç yıllık bir zindan süreci sona erdi. Toplamda 4 yıl 2 ay içeride -Medrese-i Yusufiye- zamanım geçti. Rabbim orda hakkıyla nasiplenenlerden eylesin.  Tam olmasa da 3 aydır dışarıdayım.  Sizlere bu 3 aylık gözlemlerimi aktarmak istiyorum.

                Birincisi genel bir değerlendirme yapacak olursam, hepimizin ortak görüşüdür ki; ümmet olarak durumumuz hiç iyi değil. Peki durumumuzu nasıl düzeltebiliriz diye sorduğumda, aldığım cevapların %99`u hep karşı tarafı suçlayarak başlayan cümleler oldu. Falan kişi (siyasetçi, hoca,Şeyh,yazar vb.), filan cemaat ve devlet şunu yapsaydı böyle olurdu, şöyle olurdu tarzında değerlendirmeleri gördüm.

 Halbuki Allah Kur`an`da ferman buyuruyor; “Allah`ı unutan ve bu yüzden Allah`ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Haşr Suresi:19) Bu ayet, bizi kendimize getirmeye yeterlidir. Her birey kendi kusurları üzerinde durursa ve ümmetin birleri üzerinden birleştirci bir dil kullanıp sevgi ve muhabbet fedaisi kesilirse, işte o zaman insanlar birbirlerini anlamaya başlayacaktır. İşte o zaman farklılıklarımızın ayrılık değil, zenginlik olduğu anlaşılacaktır. İşte o zaman ümmet olmanın farkına varılacaktır.

Muharrem ayında olmamız hasebiyle sizlere Hz.Hüseyin`in elçisi Kays İbn`ul Musahhar`ın başından geçen bir konuyu anlatmak istiyorum. Kufe`ye gelen Kays, Kufelileri bir araya toplar ve onlarla istişarede bulunur.

 Kufeliler derler ki; “İmam Hüseyin ne zaman gelecek?”

Kays; “İmam benden haber bekliyor, ben sizin durumunuzu olumlu iletiğimde gelecektir.”

Kufeliler; “Peki imam geldiğinde yolda başına bir şeyler gelirse, buraya yetişmezse biz ne yaparız, o zaman mahvoluruz.”

İşte Kays bu serzeneşe müthiş bir cevap veriyor ve diyor ki; “Her bir kişi kendini Hüseyin gibi görmezse zaten biz baştan kaybederiz.”  

İşte bize Kerbelaları yaşatan bu tutumu takınamamızdır. Her bir fert sağına cenneti, soluna cehennemi, önüne kabrini ve ensesinde Azrail`in ecel nefesini duyacak bir yaşantıyı yaşamadığı sürece, İslam`ın özüne eremez. Yürekler terbiye olmadan Ümmet-i Muhammed hiçbir alanda başarılı olamaz. Efendimizin 13 yıllık Mekke dönemi kalplerin derinliklerine imanı nakşetme ve yürekleri eğitme dönemidir. İslam tarihine bakınız İlk Müslüman sahabilerin sayısı azaldıkça, fitneler başlamış ve işin sonunda Efendimizin (sav)`in öpmeye kıyamadığı cennet seyidimiz Hz. Hüseyin (ra), bu ümmetin eliyle şehit edilmiştir.

İşin hülasası şudur; ümmetin vahdetinden önce, kalplerin Allah`ı hakkıyla birlemesi, Resülü`ne tabi olması, Kur`anı gönlüne nakşetmesi ve başta benliği olmak üzere ümmetin maslahatı için bütün menfaatini terk etmesidir. Yani mum gibi olmak lazım etrafımızı aydınlatırken biz erimeliyiz hem de canı gönülden tükenmeliyiz ki Hüseyin olalım. Küfelilerin ihanetinden Allah`a sığınırım.

DEVAM EDECEK

Paylaş: