Çağın hastalığına kapılıp yalnızlaşıyoruz

KADIN AİLE

Çağın hastalığına kapılıp yalnızlaşıyoruz

Advert

Silik görüntüler beliriyor hafızalarımızda çoğu vakit. İnsan yaşayan bir varlık, sonsuza kadar yaşayacakmış gibi ediyor ümit… Her gelen gitmedi mi, gidenin döndüğü görüldü mü ki? O halde neden hala bu ısrarımız. Perde kapansa dahi gelecek piyesi bekleyen insanlar misali ömrümüzün biteceğine inanmamakta direniyoruz.  Sahi biz ölümden mi kaçıyoruz. Minik bir sinek ile eceli gelen Firavunu duymamış gibi kaçabileceğimize inanabiliyor muyuz?

Ölüm böylesine gerçekken ve ona giderek daha da yakınlaşırken üzerimizde birikmiş sorumluluklar omuzlarımızı çökertiyor şu sıralar. Dert yananlar kervanına yazdırıyoruz ismimizi. Oysa çözen de çözüm de belli. Hepsini bir anda hafifletmek zor ama tek tek yapıversen şu işi, göreceksin omuzlarının nasıl hafiflediğini…

 

Misafirlikler böylesine azalmışken, sadece bayramdan bayrama söylenen “ Nerde o eski bayramlar?” sözüne kulaklar bu kadar aşinayken, hiç düşündük mü sadece bayramlarda değil normal zaman diliminde de gitgide yalnızlaşıyoruz. Bir hastalık edasıyla bir evden diğerine git gide yayılıyor. Araştırsan kim bilir kimlerin evinin kapısını bayramdan bayrama şeker toplayan çocuklar çalıyor… Müphem kusurlar arttı, peki Müslümanlar neden yalnızlaştı? Birbirimizi suçlama vakti değil henüz, sadece sen ya da ben değil bu durumdan dolayı hepimiz üzgünüz. Herkes şikâyetçi bu durumdan 7'sinden 70'ine,  eskisi gibi ziyaret ediyor musun akrabalarını sordun mu kendine?

Advert

Paylaş:
Advert