Sünnet ışığında 'fazla yemek'

Günümüzün en ileri, hatta ' hastalık' olarak sayılabilecek sorunu maalesef ki halk diliyle 'tıka basa ' yemektir.

Sünnet ışığında 'fazla yemek'

Advert

Hazır, Ramazan da organlarımız fabrika ayarlarına dönmüşken, bünyemiz de açlığa dayanıklık kazanmışken gelin Rasulullah'ın bizlere 1400 yıl önce ısrarla tavsiye ettiği, tıbbın da keşfettiği  'fazla yeme' hastalığından kurtulalım.

Aidin SALİH 'Gerçek Tıp Yitik Şifanın İzinde' isimli kitabında 'Tıka basa yeme konusunu' çok güzel bir şekilde şöyle ifade etmiştir; "Gereğinden fazla yemekle; fikir uyur, hikmet ölür, organlar durur, insani sıfatlar atıkların için de boğulur."

Bu özetleyici ifadeden sonra konumuzun ehemmiyetini idrak edebilmek adına Efendimizin hadisi şeriflerine bakalım.

 "Âdemoğlu mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Oysa belini doğrultacak bir kaç lokma yeterlidir. Her türlü hastalığın küpü midedir" (Tirmizi)

 "Kimin fikri fazla ise, yemesi azdır. Kimin tefekkürü azsa, yemesi çok, kalbi de katıdır"( Kütüb-i sitte)

"İnsanların dünyada en çok doymuş olanları, kıyamet günü en çok aç kalacak olanlarıdır"( Tirmizi, İbni mace)

Veya "Allah'a en sevimli olanınız, yemesi en az ve bedenen en hafif olanınızdır"  Şeklinde hadis i şerifler bizlere ikaz ve tavsiye olarak kâfidir. Bu hadiselerle beraber madde halinde fazla yemenin zararlarına bakacak olursak;

TIKA BASA YEMEK

* Düşünme, öğrenme, konsantrasyon yeteneğini azaltır.

*Zekâyı köreltir. 

* Çok uyku yapar, çok uyuyanın da ömrü boşa geçer.

* Şefkatsiz ve katı kalpli olmaya sebep olur.

* Dua gibi özel ibadetler yalnızca dilde kalır kalbe inemez.

* Nefsi azdırarak tüm kötü duygu ve düşünceleri zincirleme beraberinde getirir.

Dolayısıyla çok yemek günahlara kendi eliyle davetiye çıkarmaktır desek yerinde olur.

 'Tıbben' zararlarına bakalım şimdide:

* Romatizma

* Kalp hastalıkları

* Kan dolaşımındaki bozukluklar

* Şeker

* Kalbin etrafının yağ tabakasıyla kaplanması ve insanın rahat nefes alıp verememesi

* Böbreklerin vaktinden önce yorulup görevini yapamaması

*Midenin doğal şeklinden çıkarak, büyüyüp elastikiyetini koruyamaması ve bu sebeple yenilenleri kolay kolay hazmedemeyip, bütün vücuda rahatsızlık vermesi

*Mide ülseri

*Mide veya kalın bağırsakta çıban gibi birçok rahatsızlıklar hep çok yemenin neticesiyle meydana gelen hastalıklardandır. Ve şu da bir gerçektir ki, aslında vücudumuzun çok yemeğe ihtiyacı yoktur. Sigara tiryakiliği, alkol bağımlılığı nasıl ihtiyaçtan değil alışkanlıktan kaynaklanıyorsa belli bir kalorinin dışındaki yemek ihtiyacı ve açlıkta fizyolojik şartlanma ve alışkanlıktan başka bir şey değildir diyerek yazımızı noktalıyoruz.

Sünneti seniyyenin sağlam ipine sımsıkı sarılmakla beraber, az yiyip ruhumuzu ve bedenimizi formda tutmanın vermiş olduğu huzur ile bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

MERVE DEMİR

Advert

Paylaş: