Yer Diyarbakır, Binlerce kişi onun için toplandı.

Şehid Aytaç Baran kabri başında anıldı

Yer Diyarbakır, Binlerce kişi onun için toplandı.

Advert

PKK tarafından 2 yıl önce uğradığı bir suikast sonucu şehit olan Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran, ailesi ve sevenlerince kabri başında rahmet ve minnetle yâd edildi.

9 Haziran 2015'te PKK'lıların silahlı saldırısı sonucu katledilen Yeni İhya-Der Başkanı ve HÜDA PAR üyesi Aytaç Baran, şehadetinin yıldönümünde ailesi ve sevenleri tarafından mezarı başında rahmet ve minnetle yâd edildi.

Şehitler Kervanı Platformunun düzenlemiş olduğu anma programına Şehid Aytaç Baran'ın ailesi, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, HÜDA PAR GİK üyesi Vedat Turgut, 6-7 Ekim saldırılarından katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının aileleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve bir çok seveni katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik’in açılış konuşmasıyla devam etti.

Çelik, konuşmasında şehitlerin ölüler gibi olmadığına dikkat çekerek, şehitlerin Allah katında büyük makamlara sahip olduğunu vurguladı.

Aytaç Baran’ını şehit edenlerin bölgenin gençliği üzerinde ve bölge halkı üzerinde bedbaht bir ideolojinin yayılması gayreti içinde olduğunu vurgulayan Çelik, Aytaç Baran’a işaret ederek onların bu işle uğraştığı esnada İslam’ın nice beldelere hâkim olması için mücadele verenlerin de olduğunu söyledi.

Çelik konuşmasında, "Müslümanların çalışması birer nur ve ışık idi. Yarasaların ışıktan rahatsız olduğu gibi bedbaht insanlar da Müslümanların gayretli çalışmalarından ve nurlu çalışmalarından rahatsızlık duyuyordular ve bu rahatsızlık duyduğu kardeşlerimizin en başında Şehit Aytaç hocamız geliyordu. Hani insan vardır ki dünyada bir an fazla yaşamak için elinden geleni yapar ama insan var Allah (cc)’ya kavuşmak için her şeyini feda eder. Bir an önce maşuka kavuşmak için vesileler arar. Her şeyini feda eder. İnsan var, Rabb'in davası için gece gündüz durmadan çalışır gayret eder. Bir dava uğruna ölen insanın yüceliği, kadri ve kıymeti o davanın kadrinden ve kıymetinden gelir. Şehit kardeşimiz de Allah davası için gecesini gündüzüne katan, gençlerle ilgilenen, gençlere Allah’ı ve Resulünü anlatan, onların bir dava eri gibi yetişmesi gayreti içinde olan bir kardeşimizdi." dedi.

"Şehitler, aziz ve kutlu canını İslam sancağı asla yere düşmesin diye verdiler"

Aytaç Baran’ın katledenlerin tarihten ders almayan bedbahtlar olduğunu vurgulayan Çelik, "Fakat onlar tarihten asla ders almamış, geçmişinden asla ders almamıştı. Beyinleri ve aklı dumura uğramıştı. Ta Habil’den bugüne kadar Kabiller, hep cinayetler işlediler ancak Habillerin kutlu davasını durdurup söndüremediler. Onların anlamadığı buydu. Ne zaman Müslümanlar, birazcık dünyaya dalma gafleti içerisine girmişlerse, Allah (cc), içimizden samimi insanları dürüst insanları Allah adamı insanları seçer. Bizi de onların mübarek kanıyla uyandırır. İşte 2 yıl önce kardeşimizi şehit ettiklerinde zannettiler ki bu dava sönecek ama şehitlerimizin kanı onları kendi içinde boğan bir fırtınaya dönüştü. Dikkat edin, Şehit Aytaç Baran’dan sonra mürted örgüt asla iflah olmadı. Allah onlara gazaba geldi ve hâlâ da gazaba geliyor." ifadelerini kullandı.

Çelik konuşmasının devamında, "Şehitleri kendimiz için asla kayıp olarak görmemeliyiz. Gece gündüz birlikte olduğumuz dava kardeşlerimiz birer birer yanımızdan göçüyorlar. Elbette ki bunun acısını insan yüreğinde hisseder. Elbette ki insan bunun acısını duyar ancak Allah’ın davasının kaim olması dünya ve içindekiler her şeyden daha önemlidir. Şehitler, aziz ve kutlu canını İslam sancağı asla yere düşmesin, diye verdiler." şeklinde konuştu.

"Şehadet, şehit gibi yaşamakla elde edilir"

Özellikle gençlere seslenen Çelik, şehadet şerbetini içenlerin kimi çocuk yaşta, kimi ömrünün son demlerinde Allah’a canlarını seve seve verdiklerini belirterek, onların gayesinin, davasının ve beklentilerinin iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.

Çelik, "Onlar nasıl Allah’ın davası için gece gündüz çalıştılar, camilerde, derneklerde, vakıflarda, sokaklarda insanlara Allah’ın kelamı için çalıştılar. İşte onların bize bıraktığı en büyük miras budur. Vaktimizi boş şeylerle harcama zamanı değildir. Zira gençlik bir güvercin gibidir, uçup gider. Onun kıymetini bilin. Allah’ın vermiş olduğu genç enerjinin kıymetini bilerek Allah davası için feda edin. Şehitler nasıl bu yolda çalıştı ve fedakârlık yaptıysa, nasıl bu mertebeye ulaştılarsa. Şehadet de ancak çalışarak elde edilir. Şehadet şehit gibi yaşamakla elde edilir." diye konuştu.

Asrımızda her tarafta Müslümanlara saldırıların olduğunu belirten Çelik, fitne ve fesadın İslam coğrafyalarında yaygınlaştığı bir zamanda boş harcanacak bir vaktin olmadığına dikkat çekti.

Allah’ın verdiği nimetlerden herkesin hesaba çekileceğine değinen Çelik, yaşadığımız çağda her taraftan İslam dünyasının ve Müslümanların saldırılara maruz kaldığını bu saldırılardan korunmak için ancak şehit ve şahit gibi yaşanarak muhafaza olunacağını ekledi.

"Şehitsiz ve Şehadetsiz bir hareket yok olmaya mahkûmdur"

Çelik’in konuşmasının ardından bir konuşma yapan Aytaç Baran’ın yakın arkadaşı İbrahim Yaz, Aytaç Baran’ın misyonunu dava arkadaşlarına miras bıraktığını belirtti.

Şehitlerin İslam davasının gülleri olduğunu dile getiren Yaz, "Doğrusu onlar mübarek canları ile bizlere yol açıyorlar. Şehitsiz ve şehadetsiz bir hareket yok olmaya mahkûmdur. Bu anlamda bu aziz şehitler bize İslami mücadelenin şehadetle, bedelle, terle ve gözyaşıyla olacağını kanıtlayan insanlardır. Onlar ahitlerine sadık kaldılar, onlar Rabbine canlarını verdiler. Değerli kardeşlerim, bizler şehitlerin mezarları başına geldiğimiz zaman bu bizim açımızdan biz biattir ve ahdimizi tazelemedir. Onlar sadece ‘Allah’ dedikleri için çok acı bedellerini verdiler; binalardan atıldılar, param parça edildiler, yakıldılar. Dolayısıyla bize İslami hareket ve mücadelede bedel verilmeden, balkonlardan atılmadan, üzerinden arabalar geçilmeden başarıya ulaşmaz mesajı vermişlerdir." dedi.

"O söylediklerini pratiğine döken bir Müslümandı"

Aytaç Baran’ın ahlakından bahseden Yaz, "Aytaç Baran sözü ile ameli bir olan bir mücahitti. Söylemi ile eylemi bir olan bir insandı. O söylediklerini pratiğine döken bir Müslümandı. Bir kardeşinin başı ağırsa vallahi Aytaç Baran’ın o kardeşi için acı duyduğuna şahit oluyorduk. Bunlar hikâye değil. Aytaç Baran bir kardeşimizin şehadet haberi geldiğinde ‘Keşke ben de şehit olsaydım demek ki layık değildik’ deyip üzüldüğüne şahit oluyorduk." ifadelerini kullandı.

"Aytaç Baran gibi olabilmek için bu yükü omuzlamak zorundayız" diyen Yaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Bakınız çok zor ve çetin bir dönemlerden geçiyoruz. 90’lı yılların çok zor şartları vardı ama bugünün zorlu şartları çok daha fazla. Dünyevileşmenin bizi çepeçevre sardığı, rehavetin bizi alabildiğince kuşattığı bir dönemden geçiyoruz. Nefis ile şeytan ile baş başayız. Artık camilerde çocukların sesinin yankılanması gerekir. Müslümanların camilerde çocuklara İslam dersini vermesi gerekiyor. Bunlar Aytaç’ın bize emanetidir. Biz böyle bir emanetin bekçisiyiz. Ya onun yolunu hakkıyla sürdüreceğiz, ya o gittiği yolda bu mücadelenin hakkını vereceğiz, zorluklardan sıkıntılardan bize ayak bağı olan dünyalıklardan nefsimizden azade olacağız ya da kendimize yazık edeceğiz."

Advert

Paylaş:
Advert